Askerlikten Dönüşte Komşunun Koca Götlü Kızını Dairede sikti

Apartman, yaz gecesinin boğucu sıcağında kaos bataklığıydı. Hava, ter, viski, ucuz parfüm ve iğrenç şehvetle doluydu. 25 yaşındaki Mert, askerlikten döndüğü bu lanetli gecede, komşusunun kapısını yumrukladığında naber gibiydi. Yırtık siyah tişört, terle sırılsıklam kasları, göğsü koridorun titrek ışığında parlıyordu, gözleri saf arzuyla alevleniyordu. Kapıyı açan 22 yaşındaki Sude’ydi; ultra dar, götünü parçalayan lateks şort ve memelerini yırtan crop top giymişti; koca götü şortta sıkışmış, memeleri crop topu patlatacak gibi kabarık. Saçları ıslak, dudaklarında yırtıcı gülüş, gözleri açlıkla parlıyordu, teni terle kaygandı.

Sude, kapıyı aralarken, “Mert, askerlik bitti, sıra bende mi, amına koyayım?” dedi, sesi zehir gibi, her kelime Mert’in damarlarında patladı. Elinde, mor ışık saçan obsidyen kolye tutuyordu; içinde lanetin amı kilitli gibi uğulduyordu. Mert, içeri dalarken, “Sude, bu daire mi?” dedi, sesi fırtına gibi, gözleri koca götüne, memelerine saplanıyordu. “Bu gece, amını götünü sike sike parçalayacağız.” Sude’nin crop topu, terle yapışmış, memeleri kumaşı yırtacak gibi, lateks şort koca götünde öyle sıkı ki, dikişler çığlık atıyordu. Gözleri Mert’in kaslarına kilitlenirken nefesi kesildi, dudaklarını yaladı, dairenin havası ikisini kâbusa çekti.

Salon, mumların mor alevleriyle lanet tapınağıydı. Parke kaygan, kırık ayna başka boyuttan yansıtıyor, açık pencereden rüzgâr uluyordu. Mor sis tavanda, lanetli ruhlar toplanmıştı. Mert, Sude’ye öyle yaklaştı ki, nefesleri çarpıştı. Sude’nin memeleri, Mert’e sürtünüyordu; crop top ıslak, memelerini parçalıyor, koca götü lateks şortta heykel gibiydi. “Bazı geceler, amını götünü kaosa sikersin,” diye hırladı Mert, sesi Sude’nin kulaklarında patladı. Eli, Sude’nin beline kaydı, parmakları teninde yıldırım çarptı, koca götüne yapıştı, şort çatırdadı. Sude’nin dudakları titredi; Mert’in viski, ter ve arzu kokusu aklını çaldı, memeleri crop topu patlatacak gibi gerildi.

Mert’in dudakları, Sude’nin boynuna gömüldü, eli koca götünü sıktı, lateks şort yırtıldı; daire çığlık attı. Mumlar titredi, kolye düştü, çatladı, mor sis fışkırdı, havayı zehirledi. Sude’nin crop topu, memelerinde kayarken, Mert’in elleri teninde yanık izleri bıraktı, amını götünü sike sike parçalamak için doğmuştu. Şort koca götünde yırtılırken, Mert crop topu sıyırdı, memeleri fırladı. Sude’nin nefesi, Mert’in göğsüne inilti oldu, salon bu çekime teslim oldu. “Her şeyi amına koyup kaosu sikeceğiz,” dedi Mert, sesi kükredi, gözleri avcı gibi. Sude’nin elleri, Mert’in göğsüne kaydı, tırnakları teninde kanlı izler bıraktı, tişörtü yırttı. Salonun havası kaosla patlayıcıydı; nem havayı yuttu, ayna siluetlerini lanet tablosuna çevirdi.

Sude, Mert’in kollarında erirken, kapı patlamayla yıkıldı. Üst kat komşusu 27 yaşındaki Aylin, dar leopar elbise içinde, eski tılsımla dikildi. Elbise memelerini, götünü sıkıyordu, kumaş yırtılacaktı. Saçları dağınık, gözleri şok, kıskançlık, arzu doluydu. “Mert! Bu ne lanet, amına koyayım?!” diye haykırdı, sesinde yırtıcı çekim vardı. Gözleri, Sude’nin koca götüne, memelerine, Mert’in kaslarına kaydı, dudakları titredi, tılsımı tutan elleri sallandı. Mor sis salonu yuttu, parke titredi. Ayna, mor alevlerle boyut kapısına döndü; lanet amını götünü parçalamak için fırladı.

Aylin, tılsımı fırlattı, ışık patladı. “Dairenin lanetini uyandırdınız, amınızı götünüzü yutacak!” diye kükredi, gözleri çekime mıhlandı. Tılsım havada, kıvılcımlar dans etti, lanetli ruh çağırdı. Sude, Mert’ten ayrılmadan, kahkaha attı, “Aylin, hasret gideriyorduk… kaosun amına mı dalacaksın?” Sözleri bıçak gibi, Aylin’in içinde yangın başlattı, kıskançlık ve arzu parçaladı. Mert’in eli, Sude’nin koca götüne sert bastı, şortu yırttı, memelerine yapıştı, crop top koptu. Salon kıyamet göbeği oldu. Mor sis gölgelerle dans etti, parke çatırdadı, rüzgâr uçuştu, ayna titreşti, lanet uludu. Gölgeler, Mert’in eski sevgilisinin siluetini çizdi, siluet izledi; an ruhunu yuttu, karanlıkta kahkaha attı.

Mert, Sude’nin kulağına, “Bu daire, arzuları amına koyup yutar,” fısıldadı; nefesi teninde lav gibi, her kelime lanet gibiydi. Sude’nin bedeni korku, tutku, arzuyla titredi; memeleri serbest, koca götü şortsuz, tırnakları Mert’in teninde kanlı izler bıraktı. Aylin, “Bunu kimseye anlatmam, amına koyayım!” dedi, sesi çığlığa, iniltiye dönüştü; gözleri Sude’nin memelerine, koca götüne, Mert’in ellerine kilitlendi, arzularıyla boğuştu, elleri titredi, memeleri, götü elbisede patlayacaktı. Salonda kaos patladı; mumlar söndü, nefesler savaş ritmi gibi çarpıştı, parke uludu, yer titredi, lanet yuttu.

Salon kaosun merkeziydi. Mor sis girdap gibi, gölgeler aynada dans etti, tılsımın kıvılcımları patladı, lanet ritüeli zirvedeydi. Mert ve Sude, kaosun göbeğinde kenetlendi, evreni unuttu; tenleri lanetle kaynadı, memeleri, koca götü ateşe verildi, amını götünü sike sike parçalayan kaos koptu. Aylin, tılsımı düşürdü, arzularına teslim olacaktı; gözleri Sude’nin teninde, Mert’in hareketlerinde, memeleri, götü elbisede sıkıştı. Patlamayla her şey durdu. Sis dağıldı, salon sessizleşti, kolye toza döndü, parke paramparça, ter kana boyandı, kurban sunulmuştu. Mert, Sude’ye, “Amını götünü sike sike kaosu dağıttık,” dedi, daireden çıktı, ateşi Sude’nin teninde lanet gibi yandı.

Aylin, “Böyle bok görmem, amına koyayım!” diye uluyup kaçtı, dudakları titredi, an ruhunu yaktı; tılsımı düşürdü, lanetten kurtulmak istedi. Sude, yalnız, kırık aynaya baktı; boynunda lanetli sembol, memelerinde, koca götünde el izleri, gözlerinde kaos kükredi. Salon sırrı yuttu, Sude’nin ruhunu lanete zincirledi, her nefeste o anı yaşadı.

Apartman uyumadı. Sude, Mert’in dokunuşunu, nefesinin yanıklarını, memelerine, koca götüne kazıdığı ateşi, Aylin’in aç gözlerini, dairenin lanetli ruhunu düşündü. Kalbi korku ve tutkuyla kudurdu; anın büyüsü özgürleştirdi, lanetledi, ruhu parçalandı. Aylin, dairesinde tılsımı ararken arzularıyla boğuştu, geceyi lanetledi, memeleri, götü anın hayalini taşıdı. Mert, çatıda, viski şişesine bakarken, Sude’nin koca götünü, memelerinin ateşini, lanetli anı unutamadı; her yudum kaosu diriltti. Salon, bir sonraki kaosu bekledi, bu hikaye ateşin nabzıydı.