Üniversitenin ikinci yılında, hayatımın en ateşli yazını yaşadım. 21 yaşındaydım, İzmir’de öğrenci evinde takılıyordum. Karşı daireye yeni taşınan Sude, mahallenin ağzını açık bırakan bir kızdı. Balık etli, dolgun kalçaları ve göğüsleriyle tam bir afet. Kumral saçları omzuna dökülüyor, kahverengi gözleri her bakışta insanı yakıyordu. İlk tanıştığımızda kapıda selamlaşmıştık, ama o dolgun dudaklarındaki gülüş, sikimi anında hareketlendirmişti. Sude, öyle masum dururdu, ama içinde yanan bir azgınlık olduğunu hissetmiştim.
Bir akşam, apartmanın merdivenlerinde karşılaştık. Elinde market poşetleri, nefes nefese. “Yardım edeyim mi?” dedim, sırıtarak. “Olur, hadi,” dedi, o cilveli sesiyle. Poşetleri taşırken muhabbet açıldı, meğer Sude de benim gibi gece hayatını seviyormuş. “Bir ara takılalım,” dedi, kapıyı kapatmadan önce. O an, bu işin olacağına emindim.
Birkaç gün sonra, Cuma akşamı mesaj attı: “Evde sıkıldım, gelsene bi şeyler içeriz.” Kalbim küt küt atıyordu, duş aldım, en havalı tişörtümü giydim, kapıyı çaldım. Sude kapıyı açtığında, ağzım açık kaldı. Siyah, dar bir elbise giymiş, göğüsleri neredeyse dışarı fırlayacak. “Hoş geldin,” dedi, gülerek. İçeri girdim, salonda loş ışık, fonda hafif bir müzik. Rakı masası kurmuş, meze bile hazırlamıştı. “Sen ne alem kızsın, Sude,” dedim, kahkaha atarak. “Daha neler görceksin,” dedi, göz kırparak.
İlk kadehlerden sonra kafa güzelleşti. Sude, “Dans edelim mi?” dedi, birden ayağa kalktı. O dolgun kalçaları sallanırken, sikim pantolonda yer bulamıyordu. Elbisesi sıyrılmış, baldırları ortaya çıkmıştı. “Gel,” dedi, elimi tutup kendine çekti. Yanağım yanağına değdi, kokusu başımı döndürdü. “Sude, bu gidişle başımız belaya girer,” dedim, nefes nefese. “Bela mı? Ben zaten belayım,” dedi, dudaklarıma yapışarak. Öpüşmesi öyle aç, öyle ıslaktı ki kendimi kaybettim. Dili ağzımda dans ederken, ellerim kalçalarına kaydı, avuçladım. Yumuşacık, ama sıkıydı.
Koltuğa devrildik, Sude üstümde. Elbisesini sıyırdım, altında kırmızı dantelli bir külot. Göğüslerini serbest bıraktım, meme uçları taş gibiydi. “Yala şunu,” dedi, emreder gibi. Göğüslerini ağzıma aldım, inlemeleri odayı doldurdu. Eli sikime gitti, “Bu ne böyle, kazık gibi,” dedi, kahkaha atarak. Fermuarımı indirdi, sikimi avuçladı, sıvazlamaya başladı. “Sude, çıldırttın beni,” dedim, dişlerimi sıkarak. “Daha dur, asıl şimdi çıldıracaksın,” dedi, külotunu sıyırıp amını ortaya çıkardı. Balık etli vücuduna yakışır, dolgun, sulu bir am. Tıraşlı, mis gibi kokuyordu.
Koltukta bacaklarını ayırdı, “Hadi, sik beni,” dedi, gözlerimin içine bakarak. Sikimi amına dayadım, öyle kaygandı ki tek hamlede içine girdim. Sude inledi, “Ohh, ne güzel doluyorsun!” Hızlandım, her vuruştan göğüsleri zıplıyor, kalçaları dalgalanıyordu. “Sert ol, dağıt amımı!” diye bağırdı. Koltuk gıcırdarken, Sude’nin inlemeleri komşuları uyandıracak cinstendi. Tırnakları sırtımda iz bırakırken, amının sıkılığı beni uçuruyordu.
Pozisyon değiştirdik, Sude’yi domalttım. O dolgun götü karşımda sallanırken, sikimi tekrar amına gömdüm. “Tokatla!” dedi, ben de kalçalarına şaplak attım. Kızardı, ama o zevkten kıvranıyordu. “Sude, bu göt fena,” dedim, pompalarken. “Sik o zaman, boz götümü!” diye inledi. Parmağımı götüne soktum, daracık ve sıcacıktı. “Bunu da sikeceğim,” dedim, sabırsızca. “Hadi, yap!” dedi, meydan okuyarak. Kayganlaştırıcı kaptım, sikimi götüne dayadım. Yavaşça ittirdim, Sude zevkten ve acıdan karışık inledi. “Siktir, çok büyük!” dedi, ama durmamı istemedi. İçine yerleştiğimde, götü sikimi mengene gibi sardı.
Hızlandım, götünü sikerken amını parmaklıyordum. Sude çıldırmış gibiydi, “Boz götümü, ohh!” diye bağırıyordu. Terlerimiz halıya damlıyor, oda zevk kokuyordu. “Boşalcam,” dedim, nefes nefese. “İçime boşal, hap kullanıyorum!” dedi, titreyerek. Götüne boşalırken Sude de amını okşayıp orgazm oldu, inlemeleri kulaklarımda yankılandı.
Koltuğa yığıldık, ter içinde, gülüyorduk. “Sude, sen neymişsin be,” dedim, nefes nefese. “Daha bu başlangıç,” dedi, göz kırparak. O yaz, Sude’yle her fırsatta sikiştik. Onun evinde, benim evimde, hatta bir keresinde arabada. Balık etli vücudu, o dolgun amı ve götü, aklımdan hiç çıkmadı. Sude, sadece komşu kızı değildi; o, zevkin ta kendisiydi.
Yaz bitti, Sude başka şehre taşındı. Ama o koltuk, o inlemeler, o dolgun kalçalar… Hepsini hâlâ dün gibi hatırlıyorum. Sude, hayatımın en azgın hatırasıydı.
Ben Ayşe, 43 yaşında, kocam beş yıl önce öldü, oğlum Can’la yalnız yaşıyoruz. Can, 22 yaşında, uzun boylu, kaslı, son zamanlarda bana garip bakıyor...
Ben Eda, 27 yaşında, bir yıllık evliyim, kocamla güzel bir hayatımız var ama yatakta pek ateşli değil, cinsellikte amatör sayılırım. Mahallenin bak...
Ben Mert, 22 yaşında, üniversite öğrencisiyim. Ablam Derya, 28 yaşında,...
Ben şu anda 33 yaşında evli biriyim. Benim...
Ben Aslı, 24 yaşında, sevgilim Mert’le iki yıldır birlikteyiz, cinselli...
Ben Ceren, 18 yaşında, liseliyim, son sınıftayım. Okul müdürü Hakan Bey...
Ben Ozan, 24 yaşında, bekarım, evde kız kardeşim Ece’yle yaşıyoruz. Ece...
Alt komşularım dul 37 yaşındaki bir anneyle 19 yaşındaki kızıydı.annesi çok bakımlı,sarışın,balık etliydi.hep etek giyer,bazen minili dolaşır beni ...
Ben Emre, 24 yaşında, bekarım. Amcamın karısı Ayşe yengem, 35 yaşında, esmer, götü taş gibi, memeleri bluzdan fırlayan bir afet. Amcam iş için süre...
Ben Ozan, 24 yaşında, bekarım. Teyzem Gülay, 38 yaşında, dul,...