Merhaba, ben Erkin. 22 yaşında, uzun boylu, yıllardır spor yapan, taşı sıksa suyunu çıkarır dedikleri, zıpkın gibi bir delikanlı dedikleri bir gencim. Askerlik görevimi komando olarak yapıp eve geleli daha birkaç gün olmuştu. Ben askerdeyken annemler başka bir semte taşınmış, o semtte de büyük bir sitenin kapıcılık işini almışlardı. Ben de iş bulana kadar onlara yardımcı olacaktım.Pazar sabahı çöpleri toplama işini bitirmiştim ki, önce, "Mete oğlum, gel kahvaltı hazır!" diye bir ses duydum. Sonra sitenin oyun alanında oynayan 5-6 yaşlarındaki küçük bir oğlan çocuğu, "Geliyorum anne!" diye bağırıp koşmaya başladı. Ama binaya yaklaşınca ayağı takılıp düştü ve ağlamaya başladı. Hemen hızlıca kaldırdım. Önemli birşeyi yoktu, sadece dizi biraz sıyrılmıştı. Haline acıdığım için çocuğu kucakladım ve hangi katta oturduklarını sorup evlerine çıkardım.Dairelerinin kapısına vardığımızda çocuğu zile yaklaştırdım, o da zile basıp, "Anneeee!" diye bağırdı. Hemen kapı açıldı. Annesi (tahminen 28 veya 29 yaşında), uzun kumral saçlı, kahverengi gözleriyle, meraklı, biraz da şaşkın bir halde kapıda dikilmiş bize bakıyordu. Garip bir durum olmuştu, sanki baba oğul marketten gelmiştik de sevgili karım bizi karşılıyordu. Şaşkınlığını üzerinden atan güzel kadın hemen oğlunu benim kucağımdan kendi kucağına aldı ve "Mete oğlum birşey mi oldu? Bu abi kim?" dedi bana bakarak.Mete'den önce ben lafa girdim ve "Ben Erkin, kapıcının oğluyum!" deyip olanları anlattım. Kadın gülümseyerek teşekkür etti ve oğlunu yere indirdi. Gözüm kadının üzerindeki şeffaf geceliğin sergilediği güzelliklere takıldı. Kadın hazırlıksız yakalanmıştı. Poposunun hemen üzerinde biten siyah renkteki şeffaf gecelikle teninin beyazlığı çok güzel bir kontrast oluşturuyordu. Kadın yere çömelip Mete'nin dizine bakarken sutyensiz göğüsleri gecelikten taşacak gibiydi.Sonunda oğlunun iyi olduğuna kanaat getirince ayağa kalktı ve benimle göz göze geldi. O esnada göğüslerine baktığımı da fark etti tabii. Beni tepeden tırnağa alıcı gözle süzüp, "Ay pardon Erkinciğim, kendimi tanıtmadım, ben Büşra!" dedi ve elini uzattı. Memnun olduğumu söyleyip tokalaştım. Eli sıcacıktı ve kadın sanki tüm vücudunun ateşini bana aktarıyordu tokalaşırken. Tokalaşmamız bitince Büşra gülümseyerek, "Telefon numaranı verir misin, bir şeye ihtiyacım olduğunda direkt seni arayım!" dedi. Verdim, kaydetti.Tam arkamı dönüp gidecekken, oğlu, "Anneeee, Erkin abi de bizimle kahvaltı etsin miii?" diye annesine sordu. Ben birkaç kere yok mok desem de, Büşra da ısrar edince kabul ettim. Onlar önümde mutfağa doğru giderken şeffaf geceliği içinde Büşra'nın dolgun poposunun çalkalanışı beni fena azdırmıştı. Sikim kalkmaya başlamıştı.Güzel bir kahvaltı sofra hazırlamıştı Büşra, bir kuş sütü eksikti. Biz masaya geçerken o da üzerine ince uzun yazlık bir hırka geçirdi geldi. Önünü kapatmadan tam karşıma oturmuştu. Hem kalvaltımızı ediyor, hem de konuşuyorduk. 8 yıldır evli olduğunu, kocasının yurtdışı merkezli bir şirkette üst düzey bir yetkili olduğunu ve sürekli yurt dışı seyahatlerinin olduğunu ve bunun aylar sürdüğünü anlatıyordu. Benimse aklım o güzel poposu ve tam önümde duran uçları kabarmış büyük göğüslerindeydi. O da durumun farkındaydı ve sinsice gülümsüyor, bu durum onun da hoşuna gidiyor gibiydi.Sohbet ederek kahvaltımızı yapıyorduk. Büşra bacak bacak üstüne atarken istemsizce ayağı ayağıma çarptı ve "Ay pardon Erkinciğim!" dedi, ama ayağının temasını da kesmedi. Ayağıyla pantolonumun paçasından tenime temas etmeye ve okşamaya başladı. Ben de boştaki elimle ayağını yakalayıp kucağıma, tam kalkık sikimin üzerine koydum ve ayağını okşamaya başladım. Ok yaydan çıkmıştı artık ve çocuğun hiçbir şeyden haberi yoktu, güle oynaya kahvaltısına devam ediyordu.Bir ara Büşra çayları tazelemek için kalktı ve tekrar oturacağında bu sefer yanıma oturdu. Mete karşımızda kalmıştı şimdi. Aceleyle elimi bacak arasına daldırdım. Külodu göl olmuştu. Elimi külodunun içine sokup amının dudaklarını ve klitorisini okşuyor onu deli ediyordum. Büşra sonunda dayanamadı ve "Oğlum kahvaltın bittiyse hadi odanda bilgisayarınla oyun oyna! Kulaklığını tak, kapını da kapat!" deyip çocuğu odasına gönderdi. Mete giderken, "Erkin abi de gelsiiiin, ona da göstereyim oyunlarımı!" dedi. Büşra, "Tamam oğlum kahvaltısı bitsin gösterirsin!" dedi. Ben de, "Gelirim birazdan Meteciğim!" deyip onu odasına uğurladık.Kapısının kapanma sesini duyar duymaz dudaklarımız birleşti. Askerden yeni geldiğim için zun zamandır sikişmiyordum ve azgınlığım tavandı. Gerçi Büşra'nın da benden kalır yanı yoktu, dudaklarımı kemirircesine ısırıyordu. Zorla aralanan dudaklarıyla, "Odama gidelim!" dedi. Sarmaş dolaş odasının yolunu tuttuk. Büşra'nın yatak odası Mete'nin odasının hemen yanındaki odaymış.Odaya girer girmez soyunmaya başladım. Büşra hemencecik kurtulmuştu hırkasından, geceliğinden ve külodundan. İnanılmaz güzel bir fiziği vardı. Sulu amı kabarmış, kaymak gibi pürüzsüzdü. Ben de çabucak soyundum, bir an evvel Büşra'yı sikmek istiyordum. Yatağa sırt üstü yatırdım. Büşra, çekmecede prezervatif olduğunu ve kullanmamı istedi. Aceleyle bir tane prezervatif alıp kazık gibi olmuş sikime geçirdim ve amının kapısına dayandım. Amının küçük deliği benim hatırı sayılır büyüklükteki sikimi almakta zorlanıyordu. Yavaş yavaş santim santim ileriyordum içinde. Bir taraftan da o güzel göğüslerini öpüyor, okşuyordum. Büşra ise derin iniltiler çıkarıyor, bazen minik çığlıklar kaçırıyordu ağzından.Sonunda sikimi dibine kadar soktuğumda ihtiraslı ve uzun öpücük kondurdum dudaklarına, zafer kazanmışım edasıyla. Büşra'nın göğüsleri altımda inip kalkıyordu. Biraz öyle bekledikten sonra amında yavaş yavaş gidip gelmeye başladım. Büşra ise ellerini ve bacaklarını sırtıma dolamış, bir ahtapot gibi sarılmıştı bana. Ağzından boğuk boğuk inlemeler kaçıyor, "Çok güzelll, durma, durma!" diye histerik halde sayıklıyordu. Ben de ritmimi gittikçe artırıyor, bütün gücümle yükleniyordum. Her köklediğimde alkış sesine benzer bir ses yükseliyordu.Büşra çok istekliydi, iki eliyle beni kendine bastırıyor, beni içine hapsetmek istiyor gibiydi. Kaymış gözleriyle ve dağılmış saçlarıyla altımda zevkten kıvranıyordu. İniltileri iyiden iyiye yükselmiş, durmaksızın, "Oohhh, aahhh, ımmmm!" sesleri çıkarıyordu. Sonunda büyük bir çığlık koparıp kasılmaya başladı. Amı bir mengene gibi sikimi sağıyor, kendi de elektriğe çarpılmış gibi titreyerek orgazm oluyordu. Bense dibine kadar geçirmiştim ve küçük bedenini tamamen altıma almış, anın zevkini çıkarıyordum...Bir süre sonra Büşra duruldu. Sakince dudaklarımız birleşti, uzun uzun öpüştük. Elimden geldiğince sevişmeyi uzatıyor, hemen boşalmak istemiyordum. Sanırım geciktiriciliydi prezervatif, yoksa bu kadar uzun dayanamazdım, hele ki Büşra gibi istekli kadına karşı.Doğrulup amından çıktım ve yatağa sırt üstü uzandım. Biliyordum ki kadınların en çok zevk aldığı pozisyon onların üstte olduğu, kontrolün kendinlerinde olduğu pozisyondu. Damarları prezervatiften bile belli olan kızarmış sikim bir direk gibi her kadının iştahını kabartacak şekilde duruyordu. Doğrulan Büşra'nın elinden tutup kucağıma çıkmasına yardımcı oldum. Diğer eliyle amına hizaladığı sikimin üzerine kendini yavaş yavaş bırakırken dudaklarını ısırıyordu.Biraz sonra gururla tamamını aldığı koca sikimin üzerinde dans ediyordu. İleri geri yapıyor, poposunu indirip kaldırıyor ve gönlünce kendini bana siktiriyordu. Büşra karşı konulmaz bir kadındı, iri portakal büyüklüğündeki beyaz göğüslerini avuçluyor, her yerini öpüyordum. Bir süre sonra onu kendime doğru çekip alttan sertçe pompalamaya başladım. Büşra yine çığlıklar atıyor, kendini bana yapıştırıyor, göğüsüme öpücükler konduruyordu.Birkaç dakika sonra duruldum ve onu da serbest bıraktım. Büşra gözlerini gözlerime dikerek sikimi amından çıkardı. Bir eliyle sikimi tutup diğer eliyle yarıya kadar gelmiş prezervatifin ucundan tutup çekmeye başladı. Hipnoz olmuş gibiydi. Sonunda başarılı olmuş ve prezervatiften kurtulmuştu. Yeniden amının girişine hizaladığı sikimi büyük bir zevkle içine aldı. Tam o anda benden istemsizce naraya benzeyen derin bir homurtu çıkıverdi. Amının o tazeliğini, ıslaklığını ve sıcaklığını iliklerime kadar hissediyordum. Amından süzülüp taşaklarıma kadar ulaşan amının suyunu hissediyordum.Büşra koca sikimin üzerinde ileri geri yaparak adeta kanırta kanırta kendini siktirmeye başladı. Bazen o kadar ucuna kadar çıkarıyordu ki sikimi, birkaç kez tamamen çıkmıştı ve hiç vakit kaybetmeden yeniden ait olduğu yere girmesini sağlamıştı. Elimi uzatıp dağılmış saçlarını topladım. Sonra o dolgun yumuşak poposuna ellerimi attım. Götünün yanaklarını iki elimle eziyor, yoğuruyordum ve onunla ritim tutuyordum...İkimiz de artık sona yaklaşıyorduk. Dudağıma güçlü bir öpücük kondurup, "Beni kucağına al, ayakta sik beni!" diyerek sikimin üzerinde zıplamaya devam etti. Onu kucağıma tamamen alıp dibine kadar geçirdim sikimi ve içinden hiç çıkarmadan yataktan inip ayakta amına pompalamaya başladım. Büşra boynuma sarılmış, ardı arkası kesilmeyen çığlıklar atıyordu. Yine orgazm olmaya yaklaşıyordu ve bu sefer benim de bu davete karşı koyacak gücüm yoktu. Şlap şlap sesleri, benim homurtularım ve onun çığlıkları evin her yerinde yankılanır olmuştu.Büşra, "Uuufff.. erkeğim... yine geliyorum.. oooh... ımmmmm... devam et!" diyerek bacaklarını ve kollarını sıkıca bana dolayıp son köklemelerimi karşılamaya çalışıyordu. Sonunda Büşra'nın yine o titreme ve kasılmaları başladı, hiç olmadığı kadar büyük bir çığlık attı, büyük ihtimalle yan dairelerin bile duyacağı bir çığlıktı. Benim de frenim patlamış, homurtular ve naralar eşliğinde amının derinlerine boşalıyordum...Tam o anda kapı aralandı ve Mete'nin, "Anneee, ne yapıyorsunuz?" diyen sesi bizim zevk feryatlarımızın arasından yükseldi. O kadar kendimizi kaybetmiştik ki, ne olduğunu anlamayan Mete'ye birkaç saniye ikimiz de bir cevap veremedik. İlk kendine gelen ben oldum ve "Birşey yok Meteciğim, annenin beli ağrıyormuş da masaj yapıyorum!" dedim. Mete, "Niye çıplaksınız?" diyerek şaşkın şaşkın bize bakıyordu.Büşra'nın sırtı kapıya dönüktü, halen kucağımdaydı ve amının kasılmaları ara ara devam ediyordu. Ben de Büşra'dan farksız değildim, amına son döl damlalarımı boşaltmaya devam ediyordum. Büşra da kendine gelince kucağımdan inip, yüzünde mutlu bir tebessümle, "İyiyim ben anneciğim, Erkin abin masaj yapıyordu, sağolsun bütün ağrılarım geçti. Sen bilgisayarında oyun oynarken kulaklığını takmadın mı?" dedi. Mete de meyve suyu istemek için oyuna ara verdiğini söyleyince, Büşra, "Tamam, sen odana geç, ben Erkin abine teşekkür edip getiriyorum meyve suyunu!" dedi.Birlikte çırılçıplak halde el sallayarak odasına uğurladık Mete'yi. Yatak odasının kapısını kapatıp ayakta yeniden birleşti dudaklarımız, dillerimiz birbiriyle dans etti. Biraz öpüştükten sonra zorla ayrılarak ben banyoya geçerken Büşra da amından bacaklarına süzülen dölleriyle üzerine geçirdiği gecelikle mutfağa gitti. Ben daha işememi bitirmeden Büşra meyve suyunu oğluna verip banyonun kapısında belirmişti bile. Yarım saat uzun uzun sevişerek banyomuzu yaptık.Üzerimizi giyinip Mete'nin odasına gittik. Ben birkaç dakika oynadığı oyun hakkında sorular sordum, çok sevindi. Vedalaşırken, Mete, "Erkin abi akşama yine gelir misin, hep beraber çizgi filim seyrederiz!" dedi. Ben Büşra\'ya baktım. Büşra da Mete'ye, "Eğer babana birşey anlatmazsan Erkin abin akşama da gelebilir, kapım ona her zaman açık!" deyip bana gülümseyerek göz kırptı
Ben Ayşe, 43 yaşında, kocam beş yıl önce öldü, oğlum Can’la yalnız yaşıyoruz. Can, 22 yaşında, uzun boylu, kaslı, son zamanlarda bana garip bakıyor...
Ben Eda, 27 yaşında, bir yıllık evliyim, kocamla güzel bir hayatımız var ama yatakta pek ateşli değil, cinsellikte amatör sayılırım. Mahallenin bak...
Ben Mert, 22 yaşında, üniversite öğrencisiyim. Ablam Derya, 28 yaşında,...
Ben şu anda 33 yaşında evli biriyim. Benim...
Herkese slm benim adım Tuğba. Daha önceleri, yani evlenmeden önceleri de sex hikayeleri okurdum. Özellikle karısını siktirenlerin, kocasını aldıp b...
Ben Ozan, 24 yaşında, bekarım, evde kız kardeşim Ece’yle yaşıyoruz. Ece...
Ben Aslı, 24 yaşında, sevgilim Mert’le iki yıldır birlikteyiz, cinselli...
Ben Ceren, 18 yaşında, liseliyim, son sınıftayım. Okul müdürü Hakan Bey...
Iyi günler ben elazığdan timuçin size anne...
Alt komşularım dul 37 yaşındaki bir anneyle 19 yaşındaki kızıydı.annesi çok bakımlı,sarışın,balık etliydi.hep etek giyer,bazen minili dolaşır beni ...