Bodrum’un yazlık geceleri, sanki bir ateş dansı gibiydi. Hava öyle yoğundu ki, rakı kokusu, deniz tuzu ve ter birbirine karışıp genzi yakıyordu. Ama asıl o gizemli şehvet dalgası vardı, her nefeste ruhunu kavuruyordu. Ben Buse, 26 yaşında, dar deri etek koca götümü sıkıca sarıyor, ipek crop top memelerimi zor tutuyor, yeni traşladığım ten pürüzsüz, amım alev alev tutuşuyor. Saçlarım nemden bukle bukle, dudaklarımda tehlikeli bir gülüş, gözlerim arzuyla parlıyor. Kapı çaldığında, gece kaderimi değiştirmeye hazırdı. Kapıyı açtım, karşımda Efe. 25 yaşında, askerlikten yeni kurtulmuş, dar siyah gömlek kaslarını ortaya seriyor, terle ıslanmış göğsü ay ışığında mermer gibi parlıyor, bakışları beni delip geçecek kadar yakıcı.“Efe, askerlik bitti, şimdi benim traşlı amımı götümü mü parçalıcaksın, amına koyayım?” dedim, sesim ipek gibi ama kesk... okumaya devam et
Bodrum’un uçurum kenarındaki yazlık, yaz gecesinin yakıcı sıcağında kaos cehennemiydi. Hava, ter, tekila, tuzlu deniz ve iğrenç şehvetle öyle ağırdı ki, her nefes aklını sikiyordu. 25 yaşındaki Yiğit, askerlikten döndüğü bu lanetli gecede, yazlığın verandasında naber gibi dikiliyordu. Yırtık siyah atlet, terle sırılsıklam kasları, göğsü ay ışığında bir avcı gibi parlıyordu, gözleri saf arzuyla volkan gibi patlıyordu. Kapıyı açan 35 yaşındaki Alman yengesi Ingrid’di; ultra dar, götünü parçalayan deri şort ve memelerini yırtan ipek crop top giymişti; koca götü şortta hapsolmuş, memeleri crop topu sike sike patlatacak gibi kabarık. Sarı saçları ıslak, dudaklarında şeytani gülüş, mavi gözleri açlıkla alev alev, teni terle kaygan ve sikilmeyi bekliyordu. okumaya devam et
Apartman, yaz gecesinin boğucu sıcağında kaos bataklığıydı. Hava, ter, viski, ucuz parfüm ve iğrenç şehvetle doluydu. 25 yaşındaki Mert, askerlikten döndüğü bu lanetli gecede, komşusunun kapısını yumrukladığında naber gibiydi. Yırtık siyah tişört, terle sırılsıklam kasları, göğsü koridorun titrek ışığında parlıyordu, gözleri saf arzuyla alevleniyordu. Kapıyı açan 22 yaşındaki Sude’ydi; ultra dar, götünü parçalayan lateks şort ve memelerini yırtan crop top giymişti; koca götü şortta sıkışmış, memeleri crop topu patlatacak gibi kabarık. Saçları ıslak, dudaklarında yırtıcı gülüş, gözleri açlıkla parlıyordu, teni terle kaygandı. Sude, kapıyı aralarken, “Mert, askerlik bitti, sıra bende mi, amına koyayım?” dedi, sesi zehir gibi, her keli... okumaya devam et
Şehrin tepesindeki eski köşk, yaz gecesinin boğucu sıcağında bir günah arenası gibiydi. Hava, ter, rom, klor kokusu ve iğrenç bir şehvetle öyle ağırdı ki, dünya sadece yasak arzular için kuduruyordu. 28 yaşındaki Efe, sevgilisiyle geçirdiği bu lanetli gecede, köşkün havuz başında bir naber gibiydi. Yırtık siyah şort, terle sırılsıklam kasları, göğsü havuzun neon ışığında bir yırtıcı gibi parlıyordu, gözleri saf arzuyla alev alev yanıyordu. Sevgilisi 22 yaşındaki Aslı, ultra dar, götünü parçalarcasına sıkan deri bir tanga bikini ve memelerini yırtacak gibi geren bir bikini üstü giymişti; her kıvrımı bir günah patlamasıydı, teni havuzun nemiyle ıslak ve kaygan. Aslı’nın kuzeni, 21 yaşındaki Seda, yanında duruyordu; mikro bir saten bikini, memelerini patlatacak gibi gerilmiş, götü dikişleri zorlayan bir tangayla ... okumaya devam et
Şehrin gölgesindeki yıkık apartman, yaz gecesinin yakıcı sıcağında bir kaos bataklığı gibiydi. Su kesintisi, her yeri ter, kargaşa ve iğrenç bir şehvetle boğmuştu; hava, tekila, tuzlu deri ve yasak bir arzuyla öyle ağırdı ki, dünya günah için çıldırıyordu. 33 yaşındaki Mert, karısının haftalardır ortalarda olmadığı bu lanetli gecede, komşusunun kapısını yumrukladığında bir kasırga gibiydi. Yırtık gri tank top, terle sırılsıklam kasları, göğsü koridorun titrek neon ışığında bir yırtıcı gibi parlıyordu, gözleri alevli bir kâbus gibi yanıyordu. Kapıyı açan 21 yaşındaki Ceren’di; ultra dar, götünü parçalarcasına sıkan lateks bir şort, ince, memelerini yırtacak gibi geren bir büstiyer, her kıvrımı bir günah patlaması gibiydi. Saçları ıslak, duştan yeni çıkmış, dudaklarında iblisi baştan çıkaracak bir gülüş, gözleri volkanik bir ateşle parlıyordu. okumaya devam et
Dağların derinliklerinde, lanetli bir kulübe yaz gecesinin karanlığında cehennem gibi uluyordu. Hava, ter, çam, viski ve şeytani bir şehvetle öyle ağırdı ki, dünya sadece günah için nefes alıyordu. 38 yaşındaki Efe, karısının haftalardır şehirde kaybolduğu bu iğrenç gecede, kulübenin loş ışıklarında bir volkan gibiydi. Yırtık tişörtü, terle sırılsıklam kasları, göğsü mum ışığında bir tanrı gibi parlıyor, gözleri iblis ateşiyle yanıyordu. Her nefesi, kontrolsüz bir arzu kasırgası yayıyordu, sanki kulübe onun günahlarının tapınağıydı. Karşısında, komşu kulübeden 22 yaşındaki Elif duruyordu; dar, götünü yırtarcasına sıkan bir şort, ince, memelerini belli eden transparan bir tişört, her kıvrımı bir günah gibi sergileyen bir afet. Uzun saçları omuzlarına dökülüyor, dudaklarında cehennemi çağıran bir sırıtış, gözleri yasak bir ateşle kıvılcımlar saçıyordu. okumaya devam et
Şehir merkezindeki gökdelen, gece yarısının ortasında bir cehennem kalesi gibi parlıyordu. Hava, ter, pahalı viski, afrodizyak bir parfüm ve şeytani bir şehvetle öyle ağırlaşmıştı ki, sanki dünya sadece günah için nefes alıyordu. 35 yaşındaki Can, şirketin karizmatik patronu, karısının haftalardır iş gezisinde olduğu bu lanetli gecede, ofisinin loş ışıklarında bir volkan gibiydi. Siyah gömleği yırtılmış, kaslı göğsü terle sırılsıklam, gözleri bir iblis gibi parlıyordu; her hareketinde, kontrol edilemeyen bir arzu yayılıyordu. Karşısında, sekreteri Defne duruyordu; 24 yaşında, ince çerçeveli gözlüklerinin ardında kıvılcımlar saçan bir çift göz, dar bir deri etek ve transparan bir bluz, onun her kıvrımını bir günah abidesi gibi sergiliyordu. Saçları omuzlarına dökülüyordu, dudaklarında ise cehennemi çağıran bir sırıtış vardı.Defne, masan... okumaya devam et
Yaz gecesi, şehirdeki eski malikanenin taş duvarlarını bile ısıtmıştı. Hava, ter ve yasemin kokusuyla ağırlaşmış, sanki doğaüstü bir büyü ortalığı sarmıştı. Can, 27 yaşında, kaslı, gözlerinde her zaman bir sır taşıyan bir gençti. Üvey annesi Lale, 30’larının sonunda, adeta bir mitolojik tanrıça gibiydi; uzun siyah saçları, ipek bir gecelikle zar zor örtülmüş kusursuz vücudu ve bakışlarında insanı yutan bir ateş. Malikanenin mutfağı, loş mum ışıklarıyla aydınlanıyordu, çünkü elektrikler gizemli bir şekilde kesilmişti. Lale, tezgahın üstünde bir kadeh kırmızı şarapla oynarken, “Can, şu eski şarap presini çalıştırır mısın?” dedi. Sesi, bir fısıltı gibiydi, ama her kelime Can’ın damarlarında bir alev gibi dolaşıyordu. Pres, antika bir a... okumaya devam et
Bir sonbahar gecesi, İstanbul’dan Antalya’ya gece otobüsüyle yolculuk yapıyordum. Otobüs yarı doluydu, herkes kendi havasında, ışıklar sönmüş, sadece yolun uğultusu vardı. Yan koltuğumda bir yabancı turist oturuyordu, adı Sofia’ydı. Sofia, 28 yaşında, İsveç’ten gelmiş, sarışın, mavi gözlü, ince belli, kot ceket ve dar bir etekle tam bir afet. Terminalde kısa bir muhabbetimiz olmuştu, İngilizce konuşuyorduk, Türkiye’yi gezdiğini, Antalya’da denize girmek istediğini anlattı. “Gece yolculukları sıkıcı, değil mi?” dedi, gülümseyerek. “Eğlenceli hale getirelim,” dedim, takılarak. “Nasıl?” dedi, kaşlarını kaldırarak. O an sikim kıpırdadı.Otobüs karanlıkta yol alırken, Sofia battaniyesini üstüne çekti, “Üşüyorum,” dedi. “Yaklaş, ısıtırım,” dedim, şaka yollu. Güldü, ama koltuğuna iyice yanaştı. Elimi battaniyenin altında bacağına koydum, “Cidd... okumaya devam et
Bir öğleden sonra, abimin evine ufak bir tamirat için uğramıştım. Abim işteydi, evde sadece yengem Esra vardı. Esra, 36 yaşında, abimden birkaç yaş küçük, tam bir afet. Esmer, dolgun dudaklı, her zaman dar kıyafetlerle dolaşan, kalçaları ve göğüsleriyle dikkat çeken bir kadın. Mutfakta kahve yaparken, “Hoş geldin, tamirci,” dedi, gülerek. “Ne bozuldu bu sefer?” dedim, takılarak. “Musluk sızdırıyor, bir bak,” dedi, tezgâha yaslanarak. Üzerinde ince bir tişört ve kısa bir şort, göğüsleri tişörtten fırlayacak gibiydi.Musluğu kontrol ederken Esra yanıma geldi, “Sıcak burası, değil mi?” dedi, tişörtünü hafifçe sıyırıp göbeğini gösterdi. “Yenge, abime söylerim ha,” dedim, gülerek, ama sikim kıpırdadı. “Abin bilmezse sorun yok,” dedi, elini koluma koydu. O an hava değişti, “Esra, ciddi misin?” dedim, yutkunarak. “Ciddi,” dedi ve dudaklarıma y... okumaya devam et
Ben Ayşe, 43 yaşında, kocam beş yıl önce öldü, oğlum Can’la yalnız yaşıyoruz. Can, 22 yaşında, uzun boylu, kaslı, son zamanlarda bana garip bakıyor...
Ben Eda, 27 yaşında, bir yıllık evliyim, kocamla güzel bir hayatımız var ama yatakta pek ateşli değil, cinsellikte amatör sayılırım. Mahallenin bak...
Ben Mert, 22 yaşında, üniversite öğrencisiyim. Ablam Derya, 28 yaşında,...
Ben şu anda 33 yaşında evli biriyim. Benim...
Ben Aslı, 24 yaşında, sevgilim Mert’le iki yıldır birlikteyiz, cinselli...
Ben Ceren, 18 yaşında, liseliyim, son sınıftayım. Okul müdürü Hakan Bey...
Ben Ozan, 24 yaşında, bekarım, evde kız kardeşim Ece’yle yaşıyoruz. Ece...
Alt komşularım dul 37 yaşındaki bir anneyle 19 yaşındaki kızıydı.annesi çok bakımlı,sarışın,balık etliydi.hep etek giyer,bazen minili dolaşır beni ...
Ben Emre, 24 yaşında, bekarım. Amcamın karısı Ayşe yengem, 35 yaşında, esmer, götü taş gibi, memeleri bluzdan fırlayan bir afet. Amcam iş için süre...
Ben Ozan, 24 yaşında, bekarım. Teyzem Gülay, 38 yaşında, dul,...