Evli Sekreterimi Otel Odasında Gizlice Siktim

Merhaba, ben Serkan, 37 yaşındayım, İstanbul’da yaşıyorum. Aslen İstanbulluyum, bir lojistik firmasının ortağıyım. İşim gereği sürekli toplantılar, seyahatler, yoğun bir tempo içindeyim. Evliyim, iki çocuğum var, ama karımla son yıllarda monoton bir hayatımız var. Size anlatacağım hikaye, geçen kış, bir iş seyahati sırasında sekreterimle yaşadığım yasaklı bir geceye dair. Bu hikaye, evli bir kadının cazibesi, adrenalini yüksek bir sikiş ve omuzlarıma çöken bir suçluluk yüküyle dolu. Hazır mısınız, başlıyorum.

Olay, şirketimizin Ankara’daki bir müşteriyle yapacağımız büyük bir anlaşma için başladı. Sekreterim Tuğba, 32 yaşında, evli, çocuksuz bir kadın. Tuğba, tam bir profesyonel; zeki, düzenli, her zaman şık. Uzun kumral saçları, ela gözleri, fit bir vücudu var. Ofiste ona hep mesafeli davranırdım, ama dürüst olayım, her erkek gibi ben de onu çekici buluyordum. Tuğba’yla birkaç kez iş yemeklerinde, toplantılarda samimi sohbetlerimiz olmuştu, ama hiçbir zaman çizgiyi aşmamıştık. O da evliydi, kocasıyla mutlu görünüyordu.

Ankara seyahati için Tuğba’yı da yanıma aldım, çünkü anlaşma detaylarını o takip ediyordu. Toplantılar yoğun geçti, akşam müşteriyle yemek yedik, her şey yolundaydı. Yemek sonrası otelimize döndük, Tuğba’yla lobide birer kahve içelim dedik. “Serkan Bey, bu anlaşma şirket için dönüm noktası olacak,” dedi, gülümseyerek. “Senin sayende, Tuğba,” dedim, göz göze geldik. O an, aramızda garip bir çekim hissettim. Kahve bitti, odalarımıza çıkacaktık, ama Tuğba, “Bir içki içsek mi? Stres attık, kutlayalım,” dedi. Şaşırdım, ama “Niye olmasın?” dedim. Otelin barına geçtik, viski söyledik.

Bir kadeh, iki kadeh derken muhabbet derinleşti. Tuğba, kocasının iş yüzünden ona vakit ayırmadığını, evliliğinin sıkıcılaştığını anlattı. “Bazen kendimi görünmez hissediyorum,” dedi, gözleri doldu. O an ona sarılmak istedim, ama kendimi tuttum. Sonra, “Serkan, sen karınla mutlu musun?” dedi. “E, idare ediyoruz,” dedim, dürüstçe. Gülümsedi, “Biliyor musun, ofiste herkes seni karizmatik bulur,” dedi, kıkırdayarak. Sikim kıpırdandı, ama “Hadi ya, abartma,” dedim, geçiştirdim. Bar kapanırken, “Odama gelsene, belgeleri kontrol ederiz,” dedi. Mantığım “Gitme!” diyordu, ama viski ve Tuğba’nın bakışı ağır bastı.

Otel odasına girdik, belgeler masada, ama ikimiz de biliyorduk ki mesele belgeler değil. Tuğba, ceketini çıkardı, altında göğüslerini saran bir gömlek. “Serkan, dürüst ol, beni çekici buluyor musun?” dedi, gözlerimin içine bakarak. Yutkundum, “Evet, ama bu yanlış,” dedim. “Bir gecelik yanlış olsun,” dedi ve dudaklarıma yapıştı. Öpüşmesi öyle ateşliydi ki, kendimi kaybettim. Gömleğini yırttım, altında siyah dantelli sutyen. Göğüslerini avuçladım, uçlarını emdim, Tuğba inliyordu, “Oh, sik beni, Serkan!” Eteğini sıyırdım, tangası ıslanmıştı. Yatağa attım, bacaklarını ayırdım, amını yalamaya başladım. “Yala, kocam böyle yapmaz!” diye inledi. Dilimi soktum, klitorisini emdim, çıldırıyordu. Sonra Tuğba, sikimi avuçladı, “Hadi, sok!” dedi. Pantolonumu indirdim, sikim taş gibiydi. Prezervatif taktım, amına yavaşça girdim. “Sik, Serkan, karını unut!” diye bağırıyordu. Hızlandım, yatağın başlığı duvara vuruyordu. Tuğba, “Daha sert, amımı parçala!” dedi. Onu domalttım, arkadan vurdum, kalçalarına şaplak attım. “Sik, evli amımı sik!” diye inliyordu. İlk postayı prezervatife boşaldım, ama durmadık. Viski içtik, bu sefer o sikime oturdu, göğüsleri zıplıyordu, “Sik, patron, kahpe yap!” diye bağırıyordu. İkinci postayı göğüslerine boşaldım, ikimiz de nefes nefese yattık.

Sabah uyandığımızda gerçekle yüzleştik. Tuğba, “Serkan, bu aramızda kalsın, kocama söyleyemem,” dedi, gözleri doldu. “Söz,” dedim, ama içimde bir yumru. Otelden ayrıldık, İstanbul’a döndük. Ofiste her şey normaldi, Tuğba profesyonel davranıyordu, ama ben ona her baktığımda o geceyi görüyordum. Karıma hiçbir şey anlatmadım, ama suçluluk beni yiyip bitirdi. Tuğba’yla bir daha yalnız kalmadık, o geceyi hiç konuşmadık. O sikiş, adrenalin ve zevkin zirvesiydi, ama evli bir kadınla yapmak içimi kararttı. Yasak zevk muhteşem, ama bedeli ağır. Umarım kimse bu tuzağa düşmez.