Fantazi Gecenin Sihirli Kapısı

Her şey o garip akşam başladı. 29 yaşındaydım, yalnız yaşadığım ve hayatımın sıradan bir tempoda devam ettiği. O gece, evden döndüğümde kendimi biraz farklı hissediyordum. Sanki bir şey beni çağırıyordu, ama ne olacaktı. Duş aldım, rahat bir tişört giydim, kanepeye uzandım ve bir bardak şarap doldurdum. Telefonumu alıp aldım, ama mesajları görmek yerine bir uygulama göz attı: "Fantazi Dünyası" diye bir şeydi, arkadaşımın şaka olsun diye yüklettiği bir oyun vardı. Açtım, ekranda bir soru belirdi: "En gizli hayalin nedir?" Gülümsedim, "Bilmem ki" dedim kendi kendime, ama içimden bir ses yazmamı söyledi. "Bilinmeyen bir dünyada, gizemli sistem tutkulu bir gece" diye taahhüt, tamamen hayal ürünüydü. Bastığımda enter tuşuna bastı, ekranı parladı, bir bakışları kapandı. Açtığımda, odamda değildim. Etrafımda loş bir ışık, taş duvarlar ve kadife perdelerle çevrili bir yerdi. Neredeydim? Kalbim hızlandı, ama korkudan çok merak vardı. Karşımdaki kapı açıldı, içeri biri girdi. Uzun boylu, siyah pelerinli, yüzü maskeli bir adamdı. "Hoş geldin" dedi, sesi derin ve büyüleyiciydi. "Burası ne?" diye sordum, titreyerek. "Senin fantazi" dedi, maskesinin altından gülümsediğini hissettim. Yaklaştı, eli uzatıldı, parmaklarıma değdiğinde içeride bir sıcaklık görülüyor. "Korkma" dedi, "burada her şey senin kontrolünde." Elini sürdürdüm, beni bir seferde olduğu için götürdüm, her şey sanki bir rüyaydı ama çok gerçekti. Maskesini çıkardı, ama pelerinini sıyırdı, altında siyah bir gömlek ve dar pantolon vardı, diğer atletikti. Bana yaklaştı, nefeslerini boyunda hissettim, "Ne olacak?" diye fısıldadı. "Bilmiyorum" dedim, ama gizliceki arzu konuşuyordu. Dudakları dudaklarıma değdi, ayrılmaya başladılar, öyle yoğun, öyle sihirli bir öpücüktü ki, kaybettim. Ellerim gömleğine gitti, düğmelerini değiştirdim, teni sıcaktı, elleri ise tişörtümün etiketli kaydı, vücutta dolaşırken titriyordum. "Bu bir rüya mı?" diye sordum, nefes nefese. "Belki" dedi, "ama onların gerçek." Yatağa uzandık, üstümdeki tişörtleri çıkardım, o da gömleğini attı, tenlerimiz buluştuğunda sanki bir enerjiden kaçmak geçti. Öpücü boyunlarıma, göğsüme kayma, ben ise saçlarını okşuyordum, saç tipleri mevcuttu, bu gizem beni daha da çekiyordu. "Maskeni çıkaracak mısın?" diye sordum, merakla. "Hayır" dedi, "fantazinin sırrı bu." Ellerim sırtında dolaşırken, o beni kendime da daha yaklaştırdı, bedenlerimiz bir ritimle buluştu. Onun hareketi, dokunuşu, sanki bir büyücünün büyüsü görülüyor. Ter içinde nefesler varken, o anlar o kadar güçlüydü ki, gerçek dünyayı unuttum. Saatler geçti, ama zaman burada farklıydı. Sabah katılanlarda, kendi kanepemdeydim, şarap kadehi masada ortaya çıkıyor. "Rüya mı?" dedim, ama onımda kaldığımda onun dokunuşunu hissettim. Telefonuma baktım,uygulama açıktı, ekranda bir mesaj: "Tekrar gelmek ister misin?" Gülümsedim, kalbim hızlandı. O gün kendimle yüzleştim. O fantazi gece, yalnızlığımı değil, içerideki gizli arzuları uyandırmıştı. Gerçek olacaktı, hayal edilecekti, ama beni değiştirmişti. Uygulamayı tekrar açmadım, ama o gece kaldım. Bir hata değil, bir özgürlüktü. Kendimi suçlu hissetmedim, çünkü o anları ben yaratmıştım. Belki de bu, bir oğul değil, hayal gücümle ayrıcalıklı olmayı yeniden keşfetmenin sihirli bir yoluydu.