Onun çılgın gecesi başladı. 30 yaşındaydım, hayatım iş ve ev arasında sıkışıp kaldığım, ama içeride hep bir macera isteği vardı. Bir akşam, eski bir arkadaşım Selin aradı, "Hadi bir partiye bakıyordu" dedi, sesi öyle coşkuluydu ki, hayır diyemedim. "Nası bir parti?" diye sordum, "Farklı bir şey" dedi, gülerek, "sürpriz olsun." Merakım baskın geldi, hazırlandım, siyah dar bir pantolon ve göğüs dekolteli bir bluz giydim, saçlarımı açık çalışıyordum. Selin beni aldı, arabada müzik son ses açıktı, "Bu gece muhteşem olacak" dedi, göz kırparak. Şehir dışında bir villaya gittik, kapıdan içeri girmez farklı bir enerji hissettim. Işıklar loş, müzik ritmik, insanlar gülüyor, dans ediyor. Selin beni bir grupla tanıştırdı: Ali, uzun boylu ve esmer; Ece, sarışın ve enerjik; ve Kaan, sessiz ama bakışları keskin. "Hoş geldin" dedi Ali, elimi sıkarken gözlerimi inceledim. Birer parti aldı, sohbet etmeye başladı, ama hava sıradan bir partiden fazlasını sunuyordu. "Burası ne tür bir yer?" diye sordu Selin'e, kulağına fısıldayarak. "Herkesin özgür olduğu bir yer" dedi, sırıttı. İkinci seksle birlikte uzunluğu dağıldı, grup beni aralarına aldı, dans etmeye başladı. Ali eli inandırdı, Ece saçlarımı okşadı, Kaan ise bana öyle bir baktı ki, içim titredi. "Rahat mısın?" diye sordu Ece, gülümseyerek. "Evet" dedim, ama bir devrimin geleceği görülüyor. Müzik hızlandı, bedenlerimiz birbirine yaklaşıyor, Ali'nin nefesi boynumda, Ece'nin eli omzumda, Kaan'ın parmakları elimin üstündeydi. "Bu gece farklı bir şeyler deneyelim mi?" diye fısıldadı Ali, sesi baştan çıkarıcıydı. Yutkundum, "Nasıl yani?" dedim, ama içindeki merak baskını ortaya çıktı. "Bize bırak" dedi Ece, göz kırparak. Villanın üst kısmı çıktık, geniş bir grup girdik, kapıyı kapattılar. Oda loş, ortada büyük bir yatak, her şey sanki bir rüyaydı. Ali bana yaklaştı, kanatlarıma değdi, gitmeye başladı, öyle yoğun, öyle vahşiydi ki, tuttum. Ece arkamdan geliyor, boynumu öperken elleri bedeninde dolaştı, Kaan ise karşımda durmuş, bizi izliyordu. "Devam etmek istiyor musun?" diye sordu Ali, nefes nefese. "Evet" dedim, sesim kararlıydı. Bluzumu çıkardım, Ali gömleğini attı, Ece'nin elbisesi yere düştü, Kaan pantolonunu sıyırdı. Bedenlerimiz bir araya geldi, onlarımız bir araya geldi, dokunuşu, öpücüğü, sanki bir ritimle dans ediyordu. Ali'nin elleri belimde, Ece'nin dudaklarımda, Kaan'ın nefesi kulağımda, hepsi bir uyum içindeydi. Ter içinde, nefesler varken, o kadar güçlü, o kadar çılgındı ki, gerçek dünyayı unuttum. Saatler geçti, zaman kaybolmuştu. Sabahın ortaya çıktığı yerde, orada üçü de vardı, uyuyorlardı. Sessizce düzenim, kıyafetlerimi topladım, odalardan çıktım. Villadan ayrılırken, içeride bir karışım vardı: heyecan, suçluluk, özgürlük. Eve dönerken, "Ben ne yaptım?" dedim kendime,ama pişman olmadım. Telefonuma baktım, Selin'den mesaj: "Eğlendin mi?" Gülümsedim, "Evet" diye rol aldı. O gün kendimle yüzleştim. O grup gece, bastırılmış arzularımı uyandırmıştı, bir hata değil, bir deneyimdi. Onlarla bir daha görüştüm, ama o gece kaldı. kendimi suçlu hissetmedim, çünkü o anları yaşamayı ben seçmiştim. Belki de bu, bir oğul değil, hakkımı yeniden keşfetmenin vahşi bir yoluydu.