Her şey soğuk akşam başladı. 31 yaşındaydım, üç yıldır Almanya'da yaşıyordum. İş için gelmiştim, ama gurbet beni içine çekmişti. Memleketimdeki ailemi, arkadaşlarımı, hatta sokakların faturasını özlüyordum. Günlerim fabrikada geçiyor, akşamları küçük dairelerde yalnız kalıyordum. O akşam, içerdeki dayanılmaz hale geldi. Telefonuma baktım, annemden bir mesaj: "Oğlum, kendine iyi bak." Gözlerim doldu, ama uzadım. Bir şey yapmalıydım, attırdım. Münih'teki Türk mahallesine gittim, bir çay ocağına oturdum, sıcacık bir çay dedim. Etrafımda bulunan bilgilerin ayrıntıları, kahkahalar, bir evde olduğu gibi hissettim. Sonra geldi. Adı Elif'ti, çay ocağında çalışan bir kızdı. Uzun siyah saçları, ela gözleri, hafif bir gülümsemesi vardı. Çayı getirirken, "Gurbet zor mu?" diye sordu, sanki içimi okumuştu. "Zor" dedim, "ama alışıyor insan." "Ben üç yıldır buradayım" dedi, "özlem bitmiyor." Oturdu, vardiyası bitmişti, sohbet etmeye başlamıştı. Memleketten, çocukluk anılarımızdan, Türkiye'deki yaz günlerinden konuştuk. Gözleri parlıyordu, sesi içi ısınıyordu. "Yalnızlık insanı yorar" dedi, eli masada benimkine yaklaştırdı. "Evet" dedim, parmaklarımız birbirine tutunduğunda içeride bir sıcaklık görülüyor. Gurbette ilk kez ayrıcalıklı bu kadar yakın hisetmiştim birine. "Biraz yürüyelim mi?" dedim, cesaretimi toplayarak. "Olur" dedi, gülümseyerek. Çay ocağından çıktık, Münih'in soğuk sokaklarında yürüdük, ama yan yana geçişlerin sıcaklığı üşümüyordu. Bir parka geldik, bankada oturduk, yıldızlar gökyüzünde az da olsa vardı. Bana yaklaştı, nefesini yüzümde gördüm, "Gurbet insanı değişir mi?" diye sordu. "Belki" dedim, "ama bazı şeyler hep aynı kalır." Elini ortadan kaldırdı, öyle yumuşak, öyle tanıdıktı ki, özlemle karışık bir arzunun ortaya çıkışı. Dudakları tırnaklarına değmediği zaman, donup kalmadım, ona çıktım. Öpüşmeye başladık, öyle yavaş, öyle duyguluydu ki, sanki memlekete dönmüşüm gibi hissettim. Ellerim saçlarına gitti, o ise elini gömleğimin yakasına koydu, beni kendine çekti. "Bu doğru mu?" diye fısıldadım, nefes nefese. "Bilmiyorum" dedi, "ama güzel." "Evim buraya yakın" dedim, gözlerime baktım, "Gidelim" dedi, sesi kararlıydı. Daireme gittik, kapıyı kapattığımda yoğunlukları görülüyordu. Öpüşürken gömleğimi çıkardım, o da ceketini attı, tenlerimiz buluştuğunda gurbetin soğuğunu unuttum. Yatağa uzandık, tırnaklarının boynuma kaydı, elleri vücutta dolaşırken her şey o kadar gerçek, o kadar sıcaktı ki, yalnızlığım eridi. "Seni özlemişim" dedim, ama kimi özlediğim bile garantiyi, belki onu, belki memleketi. "Ben de" dedi, gülümseyerek. Bedenlerimiz bir ritimle buluştu, ter içinde nefes nefesleri toplandı, o kadar yoğundu ki, zaman kayboldu. Sabahın olduğu yerde Elif oradaydı, uyuyordu,dünyadaki özgür bir ifade vardı. Sessizce kalkarım, mutfakta kahve yaptım, kokusuyla ortaya çıkar. "Günaydın" dedi, gözleri parlıyordu. "Günaydın" dedim, "dün gece..." "Güzeldi" dedi, sözünü kesti. O gün kendimle yüzleştim. Elif'le kalacağım o gece, gurbetteki yalnızlığımı değil, içtenki özlemi ve yaşam isteğini uyandırmıştı. Bir ilişki yoktu, ama bir bağdı. Elif'le birkaç kez daha görüştük, onun buluşmamızda memleketi biraz daha hissettim. O gece, bir hata değil, bir teselliydi. suçlu hissetmedim, çünkü gurbette bir anlığına evimi muhafaza ettim. Belki de bu, bir oğul değil, benim için yeniden inşa edilen ortamlar sıcak bir yoluydu.
Ben Ayşe, 43 yaşında, kocam beş yıl önce öldü, oğlum Can’la yalnız yaşıyoruz. Can, 22 yaşında, uzun boylu, kaslı, son zamanlarda bana garip bakıyor...
Ben Eda, 27 yaşında, bir yıllık evliyim, kocamla güzel bir hayatımız var ama yatakta pek ateşli değil, cinsellikte amatör sayılırım. Mahallenin bak...
Ben Mert, 22 yaşında, üniversite öğrencisiyim. Ablam Derya, 28 yaşında,...
Ben şu anda 33 yaşında evli biriyim. Benim...
Ben Aslı, 24 yaşında, sevgilim Mert’le iki yıldır birlikteyiz, cinselli...
Ben Ceren, 18 yaşında, liseliyim, son sınıftayım. Okul müdürü Hakan Bey...
Ben Ozan, 24 yaşında, bekarım, evde kız kardeşim Ece’yle yaşıyoruz. Ece...
Alt komşularım dul 37 yaşındaki bir anneyle 19 yaşındaki kızıydı.annesi çok bakımlı,sarışın,balık etliydi.hep etek giyer,bazen minili dolaşır beni ...
Ben Emre, 24 yaşında, bekarım. Amcamın karısı Ayşe yengem, 35 yaşında, esmer, götü taş gibi, memeleri bluzdan fırlayan bir afet. Amcam iş için süre...
Ben Ozan, 24 yaşında, bekarım. Teyzem Gülay, 38 yaşında, dul,...