Bir gece, uykusuzluktan bunalmış, hastanenin aciline yolum düşmüştü. Migrenim tutmuştu, serum için beklerken sıkılmıştım. O sırada nöbetçi doktor Mert devreye girdi. Mert, 30’lu yaşlarında, kısa sakallı, atletik yapılı, gözlüklü ama karizmatik bir tip. Hastalara karşı sakin, ama gözlerinde muzip bir pırıltı vardı. Serum bağlarken, “Stresli bir gün mü?” dedi, gülümseyerek. “Sorma, hayat stres,” dedim, espriyle. “Merak etme, ben seni rahatlatırım,” dedi, şaka gibiydi ama ses tonu farklıydı. Serum bitti, ama Mert, “Biraz kal, baş ağrın geçsin, kontrol edeyim,” dedi. Hastane sakindi, gece yarısını geçmişti, koridorlar bomboştu.
Mert, “Gel, arşiv odasında bir şey göstereyim,” dedi. “Ne göstereceksin, röntgen mi?” dedim, gülerek. “Daha ilginç,” dedi, göz kırptı. Arşiv odası, hastanenin bodrum katında, dosya yığınlarıyla dolu, loş bir yerdi. İçeri girdik, kapıyı kapattı. “Burası ne alaka?” dedim, merakla. Mert, “Burası benim kaçış noktam,” dedi ve bir anda yaklaştı. “Doktor, ne yapıyorsun?” dedim, kalbim hızlanmıştı. “Sana tedavi,” dedi ve dudaklarıma yapıştı. Öpüşmesi öyle ateşliydi ki, migren falan unuttum. Gömleğini açtım, göğsü kıllı, kaslıydı. “Sik beni, doktor!” dedim, kendimi tutamıyordum. Mert, pantolonumu sıyırdı, altına tanga giymiştim, “Vay, hazırlıklıymışsın,” dedi, sırıtarak. Tangamı indirdi, amım ıslaktı. Dosya raflarına yaslandım, Mert diz çöktü, amımı yalamaya başladı. Dilini öyle gezdiriyordu ki, “Yala, Mert, siktir et!” diye inledim. Klitorisimi emdi, parmaklarını soktu, zevkten çıldırıyordum.
“Hadi, sok!” dedim, sabırsızca. Mert, pantolonunu indirdi, sikini çıkardı, bayağı büyüktü. “Bu tedavi can yakar,” dedi, gülerek. Raflara tutundum, sikini amıma dayadı, bir anda girdi. “Oh, sik, doktor!” diye bağırdım. Hızlı vurdum, raflar sallanıyordu, dosyalar yere düşüyordu. “Sik, hastane senin!” dedi, göğüslerimi avuçladı. Onu yere yatırdım, üstüne oturdum, sikinde zıplıyordum, “Sik, Mert, hastanı iyileştir!” diye inledim. İlk postayı amıma boşaldı, sıcaklığı hissettim. Ama durmadık, bir enerji içki içtik, bu sefer masaya domaldım, arkadan girdi, kalçalarımı tokatladı. “Sik, kahpe yap!” diye bağırdım. İkinci postayı sırtıma boşalttı, ikimiz de nefes nefese, gülüyorduk.
Arşivden çıktığımızda hastane hâlâ sessizdi. Mert, “Bu tedavi sırrımız,” dedi, ciddi bir yüzle. “Tabii,” dedim, hâlâ titriyordum. O gece eve döndüm, ama Mert’in o vahşi sikişi aklımdan çıkmadı. Onu hastanede bir daha görmedim, başka nöbete denk geldim. O arşiv odası, hayatımın en çılgın anılarından biri oldu. Doktorla sikiş, zevkin doruğuydu, ama o gizli anın heyecanı içimde bir ağırlık bıraktı. Hastane koridorları artık bende başka bir his uyandırıyor. Umarım herkes böyle bir çılgınlığı doğru yerde yaşar.
Ben Ayşe, 43 yaşında, kocam beş yıl önce öldü, oğlum Can’la yalnız yaşıyoruz. Can, 22 yaşında, uzun boylu, kaslı, son zamanlarda bana garip bakıyor...
Ben Eda, 27 yaşında, bir yıllık evliyim, kocamla güzel bir hayatımız var ama yatakta pek ateşli değil, cinsellikte amatör sayılırım. Mahallenin bak...
Ben Mert, 22 yaşında, üniversite öğrencisiyim. Ablam Derya, 28 yaşında,...
Ben şu anda 33 yaşında evli biriyim. Benim...
Herkese slm benim adım Tuğba. Daha önceleri, yani evlenmeden önceleri de sex hikayeleri okurdum. Özellikle karısını siktirenlerin, kocasını aldıp b...
Ben Ozan, 24 yaşında, bekarım, evde kız kardeşim Ece’yle yaşıyoruz. Ece...
Ben Aslı, 24 yaşında, sevgilim Mert’le iki yıldır birlikteyiz, cinselli...
Ben Ceren, 18 yaşında, liseliyim, son sınıftayım. Okul müdürü Hakan Bey...
Iyi günler ben elazığdan timuçin size anne...
Alt komşularım dul 37 yaşındaki bir anneyle 19 yaşındaki kızıydı.annesi çok bakımlı,sarışın,balık etliydi.hep etek giyer,bazen minili dolaşır beni ...