Kardeşimle Yatakta Doyumsuz Dans

Ben Yiğit, 27 yaşında, bekarım. Kız kardeşim Elif, 22 yaşında, kumral, götü taş gibi, memeleri tişörtten patlayacak kadar diri. Babamın dükkânında takılıyoruz, her eğildiğinde sikim zıplıyordu ama kardeş diye hep kendimi dizginledim. Ta ki o akşam arka odada amını parçalayıp döşeyene kadar.

Her şey dükkânı kapatırken oldu. Elif faturaları dizerken dar kotuyla eğildi, götü tam göz hizamdaydı, tangasının izi belli oluyordu. “Elif, sikimi mi kaldıracan?” dedim sertçe, sesimde birikmiş azgınlık vardı. “Yiğit, kaldırdıysam sik,” dedi, gözleri parlayarak elini sikime attı. O an içimdeki zincirler koptu, “Amına koyim Elif, ne yapıyorsun?” dedim ama dudaklarına çöktüm. Dilini boğazıma soktu, öpüşürken nefeslerimiz karıştı, tişörtünü yırtıp memelerini avuçladım. Sütyen yoktu, taş gibi memeleri elimde zonkluyordu, uçları dimdik olmuştu.

“Bu yanlış,” dedi ama sesi titriyordu, gözlerinde korku değil arzu vardı. “Yanlışsa niye sikim elinde?” dedim, kotunu sıyırdım. Tangası amını zor tutuyordu, sırılsıklamdı, kumaşın üstünden amının kokusu burnuma geldi. “Arka odaya geç,” dedim, kolundan tutup ite kaka götürdüm. Kapıyı kilitledim, dükkânın sessizliği yerini nefeslerimize bıraktı. Elif duvara yaslandı, “Yiğit, ne yapacaksın?” dedi, sesinde hem merak hem çekingenlik vardı. “Amını yiyeceğim,” dedim, diz çöktüm, tangasını yırtıp attım. Amı karşımda pırıl pırıldı, tertemiz, sulu ve daracık. Dilimi amına gömdüm, klitorisini emmeye başladım, Elif’in bacakları titredi, “Ohh Yiğit, sik gibi yalıyorsun!” diye inledi, elleri saçlarımı yoluyordu.

Dilimle amını yalarken bir yandan parmaklarımı soktum, daracık deliği sikimi çağırıyordu. “Sik beni Yiğit, amım tutuşuyor!” diye yalvardı, sesi çaresizdi. İki parmağımla amını siktim, sonra üçüncüyü ekledim, suları yere damlamaya başladı, “Elif, bu ne am lan amına koyim!” dedim, gözlerime bakıp, “Sok, parçala!” diye bağırdı. Pantolonumu indirdim, sikim 22 santim, kazık gibi çıktı, taşaklarım bile zonkluyordu. “Bu ne lan!” dedi korkuyla, gözleri faltaşı gibi açıldı. “Yavaş sikerim,” dedim ama yalan, bacaklarını masaya dayadım, sikimi amına sürtmeye başladım. Islaklığı sikimin başını kayganlaştırdı, “Sok, amımı yırt!” diye tempo istedi, sabırsızlığı sesinden taşıyordu.

Ucuyla amına bastırdım, darlığı sikimi sıkıyordu, “Elif, bu amı kimse sikmemiş mi?” dedim, sevgilisi olduğunu biliyordum ama bu darlık inanılmazdı. Birden kökledim, çığlık attı, masaya tırnaklarını geçirdi, “Hızlı, amımı parçala!” diye bağırdı. Vurmaya başladım, masa sallanıyordu, şap şap sesler odayı doldurdu, “Elif, kardeş amı böyle mi olur?” dedim, nefes nefese, “Sik doya doya!” diye inledi, gözleri zevkten kaymıştı. Sikim amında kayarken zevkten kuduruyordum, her darbede taşaklarım götüne çarpıyordu, ter bastı, gömleğim sırılsıklam oldu.

Domaltıp raflara dayadım, “Götten mi?” dedi, sesinde hem korku hem merak vardı. “Hayır, amına gömeceğim,” dedim, ellerimle götünü ayırdım, o yuvarlak, dolgun kalçalar sikimi daha da azdırdı. Tekrar soktum, saçlarını çektim, götüne şaplak attım, “Ohh Yiğit, amım patlasın!” diye bağırdı, sesi boğuktu. Sikim amında kayarken her vuruşta daha derine gömülüyordum, “Daha sert, amımı sulandır!” dedi, inlemeleri odayı inletiyordu. Raflar sallandı, kutular yere düşüyordu ama umurumda değildi, şap şap sesler hızlandı, amı sikimi yutuyordu.

Odayı dağıtıp yere yatırdım, bacaklarını açtım, amına gömdüm. Memelerini emdim, uçlarını ısırdım, dişlerimle çekerken inledi, “Yiğit, içime boşal!” dedi. “İçine mi?” dedim, şaşkınlıkla, “Evet, dölle doldur!” diye yalvardı, sesi çaresizdi. Hızlandım, yer titriyordu, Elif kasılıp boşaldı, “Sik beni, geliyorum!” diye çığlık attı, amı sikimi öyle bir sıktı ki dayanamadım, ben de patladım. Döllerim amına fışkırdı, taşaklarım boşalırken titriyordum, nefes nefese yere yığıldık.

Yetmedi, sabaha kadar siktim. Tezgaha domalttım, “Dükkânı amınla batır,” dedim, “Döllenle yıka,” dedi, götüne şaplaklar atarak amını siktim. “Daha sert, amım kavrulsun!” diye bağırdı, sesi boğuk çıkıyordu. Depoya geçtik, ağzına verdim, sikimi boğazına soktum, “Sevgilim bunu yemezdi!” dedi, gözlerime bakarak, “Senin ağzın amından tatlı,” dedim, boğazına kadar kökledim. Dili sikimin etrafında dönerken zevkten gözlerim karardı. Her köşede, her pozisyonda sikiştik, yorgunluktan bayılana kadar durmadık.

Dükkânın arka odasından çıktığımızda her yer döl ve ter içindeydi, masa devrilmiş, raflar darmadağınıktı. “Baba duymasın,” dedi, nefesi kesik kesikti, “Amın bende,” dedim, gülerek. O geceden sonra Elif’le her fırsatta sikiştik, her seferinde amı dağıldı. Babamın dükkânı bizim sikiş alanımız oldu, her köşesinde izimiz vardı. Bir akşam Elif yine faturalarla uğraşırken, “Yiğit, yine mi?” dedi, gözleri parlıyordu. “Amın durduğu sürece sikerim,” dedim, kotunu sıyırıp tekrar başladım. Dilimle amını yalarken inlemeleri dükkânı doldurdu, “Ohh Yiğit, sevgilim halt etmiş!” diye bağırdı.

Domaltıp masaya yatırdım, sikimi amına gömerken götüne şaplak attım, “Kardeş amı bu kadar tatlı mı olur?” dedim, “Senin sikini yemeyen bilmez!” diye inledi. Vurdukça masa gıcırdadı, dükkânın camları bile titriyordu sanki. “İçime boşal yine,” dedi, “Dölle dolayım!” Hızlandım, sikim amında patladı, döllerim taştı, yere damladı. Sabaha kadar durmadık, depoda, tezgahta, hatta dükkânın kapısında sikiştik. Elif’in amı her seferinde daha çok yalvarıyordu, “Daha sert, amım yansın!” diye bağırıyordu.

Sonunda yorgunluktan yere serildik, Elif nefes nefese, “Kimse duymasın,” dedi, “Amın bende kalsın, yeter,” dedim. O geceden sonra her dükkân kapanışında Elif’le arka odaya geçtik, her seferinde amını parçaladım. Ensest buymuş amına koyim, aklımdan çıkmıyor, her anı beynime kazındı!