Kiracının Oğlu Piç Ali Beni Sikti

27 yaşında, İzmir’de emlakçılık yapan, özgür ruhlu bir kadınım. Babamdan kalan birkaç daireyi kiraya verip geçimimi sağlıyorum. Kiracılarımızdan biri, dul bir anne ve oğlu Ali. Ali, 22 yaşında, üniversitede mühendislik okuyan, uzun boylu, esmer, fırlama bir herif. Mahallede “Piç Ali” derler, çapkınlığıyla ünlü. Dövmeli kolları, dağınık saçları ve o sinsi gülüşüyle, her gördüğümde içimi titretiyordu. Naberim Emre’yle iki yıldır birlikteydim, evlilik planları yapıyorduk, ama Ali’nin bakışları aklımı çeliyordu. “Bu piç bela,” diyordum, ama belaya çekiliyordum.

Bir öğleden sonra, Ali’nin annesi kira için aradı, “Ali getirir,” dedi. Kapı çaldı, Ali karşımda, dar tişörtü kaslarını sarmış, elinde zarf. “Kira bu, ama bi kahve içsek mi?” dedi, o iğrenç sırıtışıyla. “Piç, içeri gir,” dedim, gülerek. Salona geçtik, kahve koydum, ama muhabbet çabuk sapıttı. “Emre’yi hak etmiyosun, bence daha iyisine layıksın,” dedi, gözlerimin içine bakarak. “Sen mi o iyisi, şerefsiz?” dedim, meydan okuyarak. “Denesen anlarsın,” dedi, koltukta yanıma sokuldu. Amım zonklamaya başladı, Emre aklımda soluk bir gölgeydi.

“Ali, bu yanlış,” dedim, cılız bir itirazla. “Yanlışsa niye ıslaksın?” dedi, elini bacağıma koydu. Şortumun üstünden amıma dokundu, sırılsıklamdım. Dudaklarıma yapıştı, öpüşü aç, hırslı, sanki beni yutuyordu. Tişörtümü sıyırdı, sütyenimi yırtarcasına çıkardı. “Ne göğüsler lan,” dedi, meme uçlarımı emerken inledim. Şortumu indirdi, tangamı kenara çekip amımı parmakladı. “Siktir, ne sulu!” dedi, parmaklarını yalayarak. “Sik, piç!” dedim, aldatmanın dibine vurarak, Emre’yi tamamen unutmuş.

Kanepeye uzattı, bacaklarımı ayırdı. Sikini çıkardı, kalın, uzun, damarlı bir canavar. “Bu Emre’den büyük,” dedi, sırıtarak. “Sok, şerefsiz!” dedim, kudurmuş halde. Sikini amıma dayadı, tek hamlede içime girdi. “Ohh, ne dar!” diye inledi. Hızlandı, her vuruştan kanepe sallanıyordu. “Dağıt amımı, piç!” diye bağırdım, tırnaklarım sırtını yoldu. Amım sikini mengene gibi sıkarken, zevkten gözlerim karardı. “Emre’yi böyle siktin mi?” dedi, alay ederek. “Siktir et Emre’yi!” dedim, inleyerek.

“Domalsana,” dedi, beni çevirdi. Götüme şaplak attı, “Bu götü de sikeceğim,” dedi. “Hadi, boz!” dedim, naberimi hiçe sayarak. Amımdan sızan suları götüme sürdü, sikini yavaşça soktu. “Siktir, yavaş!” dedim, ama zevkten titriyordum. Götüm daracık, her itişte çığlık atıyordum. “Parçala götümü, piç!” diye bağırdım, o da hızlandı. Salon ter ve seks kokuyordu, aynada kendimi izlerken kendime inanamadım. “Boşalcam!” dedi, nefes nefese. “Ağzıma ver!” dedim, diz çöktüm. Sikini ağzıma aldım, dölü boğazıma fışkırdı, yuttum, tadı iğrenç ama tahrik ediciydi.

Kanepeye yığıldık, terden yapış yapış. “Piç, naberimi aldattım,” dedim, suçlulukla gülerek. “Emre hak etmiyo seni,” dedi, göz kırparak. O günden sonra Ali’yle her fırsatta sikiştik. Evde, arabada, hatta bir keresinde emlak ofisimde. Emre’yle hâlâ naberim, ama Ali’nin siki aklımdan çıkmıyor. Piç Ali, sadece kiracının oğlu değildi; o, arzularımın efendisiydi.