Ankara’nın serin bir sonbahar akşamıydı. 22 yaşında, üniversitenin üçüncü sınıfında, final projem için gece gündüz çalışan bir öğrenciydim. Kütüphane, ikinci evim olmuştu. Saatlerce kitaplar arasında kayboluyor, notlar alıyor, bazen de yorgunluktan masada sızıyordum. Ama kütüphanenin asıl cazibesi, ne sessizliği ne de kitaplarıydı; kütüphaneci Elif’ti. 32 yaşında, kumral, ince çerçeveli gözlükleriyle hem zeki hem de çekici bir kadın. Uzun, düz saçları her zaman toplu, gömlek ve etek kombiniyle hem sade hem de tahrik ediciydi. Onun o ciddi tavırları, kütüphanenin sakin havasına gizemli bir hava katıyordu. Ama aynı zamanda, kurallara sıkı sıkıya bağlıydı ve ödünç kitap almak için bile bin dereden su getirirdi.
O akşam, proje için acil ihtiyacım olan bir kitabı almak için kütüphaneye gittim. Saat geç olmuştu, kütüphane neredeyse bomboştu. Elif, masasında, bir şeyler yazıyordu. “Elif Hanım, şu kitabı alabilir miyim?” dedim, elimde referans numarasıyla. Başını kaldırdı, gözlüklerinin üzerinden bana baktı. “O kitap rezervde, ödünç veremem,” dedi, soğuk bir sesle. “Ama istersen kütüphanede okuyabilirsin.”
“Elif Hanım, lütfen,” dedim, yalvaran bir tonda. “Bu kitap olmadan projemi bitiremem. Sadece bir geceliğine, söz, yarın getiririm.”
Gülümsedi, ama bu gülümseme hiç de dostane değildi. “Kurallar kurallardır. Herkes aynı şeyi söylüyor. Niye seni ayrıcalıklı yapayım ki?” dedi, kaşlarını kaldırarak.
Bu sözleri, içimde bir şeyleri ateşledi. Haftalardır onun o ukala tavırlarına katlanıyordum. Evet, güzeldi, evet, çekiciydi, ama bu kibirli hali beni çıldırtsa da ona karşı bir şeyler hissediyordum. “Ayrıcalıklı mı?” dedim, sesime hafif bir meydan okuma katarak. “Belki de sana farklı bir şeyler sunabilirim.”
Elif, bir an duraksadı. Kalemini masaya bıraktı, gözlerini bana dikti. “Ne kadar cüretkâr,” dedi, sesinde hem merak hem de alay. “Ne sunacaksın bakalım?”
O an, cesaretimle arzularım birleşti. Masasına yaklaştım, aramızda sadece birkaç santim vardı. “Bunu konuşarak çözemeyiz,” dedim, sesimi alçaltarak. Elif, sandalyesinde hafifçe kıpırdandı, ama geri çekilmedi. “Ciddi misin?” dedi, dudaklarında hafif bir gülümseme.
“Ciddi olduğumu gösteririm,” dedim, ve bir adım daha attım. Elif, ayağa kalktı, ama kaçmadı. Göz göze geldik, aramızda bir elektriklenme oldu. “Rafların arasında konuşalım mı?” dedi, fısıltıyla. Başımı salladım, ve kütüphanenin en kuytu köşesine, eski kitapların tozlu raflarına doğru yürüdük.
Rafların arasında, loş ışığın altında, birbirimize yaklaştık. Elif’in gömleğinin düğmelerini yavaşça açtım, o da benim kemerime uzandı. “Sessiz ol,” dedi, gülümseyerek. “Burası kütüphane.” Ama sesi, artık o ciddi kütüphaneciye ait değildi; tamamen arzuya teslimdi. Eteğini sıyırdım, onu raflara yasladım. Eski kitapların kokusu, onun parfümüyle karıştı. Bedenlerimiz, kütüphanenin sessizliğinde birleşti. Elif’in inlemeleri, fısıltıdan öteye gitmedi, ama her biri içimi titretti. Rafların arasında, o an, sadece ikimiz vardık.
Sonunda, nefes nefese, birbirimize sarılmış halde raflara yaslandık. Elif, saçlarını düzeltti, gömleğini ilikledi. “Kitabı alabilirsin,” dedi, gülümseyerek. “Ama geç getirme, yoksa cezası ağır olur.” Göz kırptı, ve masasına geri döndü.
O gece, kitabı aldım, projemi tamamladım. Ama aklım, Elif’in raflardaki o ateşli bakışlarında kaldı. Sonraki haftalarda, kütüphaneye her gittiğimde, onunla göz göze geliyorduk. Bazen bir kitap, bazen bir bahane, ama rafların arasındaki o anılar, kütüphaneyi benim için bambaşka bir yer yaptı. Belki de bu, kurallara aykırıydı. Ama o rafların arasında, sadece tutku ve zafer vardı.
Ben Ayşe, 43 yaşında, kocam beş yıl önce öldü, oğlum Can’la yalnız yaşıyoruz. Can, 22 yaşında, uzun boylu, kaslı, son zamanlarda bana garip bakıyor...
Ben Eda, 27 yaşında, bir yıllık evliyim, kocamla güzel bir hayatımız var ama yatakta pek ateşli değil, cinsellikte amatör sayılırım. Mahallenin bak...
Ben Mert, 22 yaşında, üniversite öğrencisiyim. Ablam Derya, 28 yaşında,...
Ben şu anda 33 yaşında evli biriyim. Benim...
Herkese slm benim adım Tuğba. Daha önceleri, yani evlenmeden önceleri de sex hikayeleri okurdum. Özellikle karısını siktirenlerin, kocasını aldıp b...
Ben Ozan, 24 yaşında, bekarım, evde kız kardeşim Ece’yle yaşıyoruz. Ece...
Ben Aslı, 24 yaşında, sevgilim Mert’le iki yıldır birlikteyiz, cinselli...
Ben Ceren, 18 yaşında, liseliyim, son sınıftayım. Okul müdürü Hakan Bey...
Iyi günler ben elazığdan timuçin size anne...
Alt komşularım dul 37 yaşındaki bir anneyle 19 yaşındaki kızıydı.annesi çok bakımlı,sarışın,balık etliydi.hep etek giyer,bazen minili dolaşır beni ...