Liseli Kızın Büyüleyici Cazibesi

18 yaşındaydım, lisenin son yılındaydım ve hayatım dersler, sınavlar arasında sıkışıp kalmıştı. Ama o gün, her şey değişti. Okuldan sonra arkadaşlarla takılırken, gözüm ona takıldı: Eda. Sınıfın en çekici kızıydı; kısa eteğiyle bacakları göz kamaştırıyordu, uzun siyah saçları her hareketinde dalgalanıyordu. Herkes ona hayrandı, ama o bana hep mesafeli dururdu. Ta ki o akşam, okulun boş koridorlarında yalnız kalana kadar.

Kütüphanede proje için araştırma yapıyordum, saatler ilerlemiş, herkes gitmişti. Kapı açıldığında başımı kaldırdım, Eda içeri girdi. “Sen hâlâ burada mısın?” dedi, gülümseyerek. Üzerinde okul üniforması vardı, ama gömleğinin üst düğmeleri açık, eteği her zamankinden kısa gibiydi. “Evet, biraz işim var,” dedim, kalbim hızlanmaya başlamıştı. Yanımda durdu, “Yardım edeyim mi?” diye sordu, masaya eğildiğinde gömleğinden göğüsleri göründü. Gözlerimi kaçırmaya çalıştım, ama başaramadım.

“Teşekkür ederim,” dedim, sesim titriyordu. Gülümsedi, “Rahat ol, ısırmam,” dedi, ama gözlerindeki şeytani parıltı tam tersini söylüyordu. Elini omzuma koydu, “Seni hep cool bulmuşumdur,” dedi, sesi yumuşak ama davetkârdı. “Ben de seni,” dedim, dürüstçe. Yaklaştı, yüzlerimiz arasında sadece birkaç santim vardı. “Peki neden bir şey yapmadın?” dedi, dudakları dudaklarıma değdiğinde dünya durdu.

İlk öpücüğümdü, ama o kadar ustaca öpüyordu ki kendimi ona bırakmaktan başka çarem yoktu. Ellerim beline gitti, onu kendime çektim. “Burada olmaz,” dedim, ama sesimdeki arzu saklanamaz hale gelmişti. “Neden olmasın?” dedi, kapıyı kilitledi ve geri geldi. Gömleğini çıkardı, altında sade bir sütyen vardı, ama bu bile onu daha çekici yapıyordu. “Eda,” dedim, ama o çoktan üzerime eğilmişti. Eteğini sıyırdım, bacakları çıplak ve sıcacıktı.

Beni masaya oturttu, “Rahat ol,” diye fısıldadı, elleri pantolonumun düğmelerine gitti. Onu durdurmadım, durduramazdım. Pantolonumu indirdiğinde, gözlerindeki açlık beni çıldırttı. Dudakları bedenimde dolaşmaya başladı, zevkten titriyordum. “Sessiz ol,” dedi, ama kendi inlemeleri bile kontrol edilemez hale gelmişti. Onu masaya yatırdım, sütyenini çıkardığımda göğüslerine hayran kaldım. “Çok güzelsin,” dedim, dudaklarım boynuna indi.

Bacaklarını ayırdım, iç çamaşırını sıyırdığımda tamamen bana aitti. “Hadi,” diye inledi, sesi beni uçuruma sürüklüyordu. Bedenlerimiz birleştiğinde, her şey kayboldu; okul, sınavlar, kurallar… Sadece o an vardı. İnlemeleri kütüphanede yankılanıyordu, her hareketimde daha da teslim oluyordu. “Daha hızlı,” dedi, tırnakları koluma battı. Ritmimiz hızlandı, tutkuyla birbirimize karıştık. Zevkin doruklarına ulaştığımızda, adını fısıldadım. O da benimle birlikte boşaldı, nefeslerimiz karıştı.

Yanıma uzandığında, ter içinde ve gülümseyerek bana baktı. “Pişman mısın?” diye sordu. “Hayır,” dedim, “ama bu çılgınlık.” Gülümsedi, “En güzel çılgınlık,” dedi. Giyindik, ama gözlerimiz hâlâ birbirinden ayrılmıyordu. “Bir daha yapar mıyız?” diye sordum. “Belki,” dedi, kapıyı açarken bana göz kırptı. O gece, liseli bir kızın cazibesine kapılmıştım ve bu anı asla unutamayacaktım.