Liseli Manitamın Pembiş Amı

O yaz, hayatımın en çılgın zamanlarıydı. 18 yaşında, lise sonda, kanı kaynayan bir delikanlıydım. Mahallede tanıştığım Ceren, aynı okulda, ama bir sınıf küçük olan liseli manitamdı. Minyon tipli, sarı saçları omzuna dökülen, mavi gözleriyle insanı delip geçen bir kızdı. Ama asıl olay, onun o arsız gülüşü ve her an sikişmeye hazır havasıydı. İlk buluşmamızdan itibaren birbirimize manyak gibi çekiliyorduk. Ceren’in o daracık okul eteği, gömleğinin üst düğmesi hep açık, resmen aklımı başımdan alıyordu.

Bir akşamüstü, okul çıkışı onların evine gittik. Annesi babası işteydi, ev boştu. “Hadi film izleyelim,” dedi, ama sesindeki o şeytani ton, filmin ikinci planda olduğunu bağırıyordu. Koltuğa yayıldık, Netflix’te bir şey açtık ama beş dakika geçmeden Ceren kucağıma tırmandı. “Film mi izlicez, yoksa başka bi şeyler mi yapcaz?” dedi, dudaklarını yalayarak. Daha cevap veremeden ağzıma yapıştı. Öpüşmesi öyle vahşiydi ki, dili ağzımda dolanırken sikim pantolonu yırtacak gibi oldu.

“Dur bi,” dedim, nefes nefese, ama Ceren duracak gibi değildi. Gömleğini yırtarcasına açtı, sütyeni pembeydi, göğüsleri avcuma sığacak kadar diri. “Bunları özledin mi?” diye sordu, sırıtarak. Özlemek ne kelime, rüyalarımda görüyordum. Göğüslerini yalarken inlemeye başladı, eli sikime gitti. Fermuarımı indirip avucuna aldı, “Bu ne böyle, kazık gibi,” dedi, kahkaha atarak. Onun o minik elleriyle sikimi sıvazlaması beni kudurttu.

Koltuktan kalktık, yatak odasına geçtik. Ceren eteğini sıyırıp yatağa uzandı. Külotu da pembe, amının hatları resmen belli oluyordu. “Hadi, soy şunu,” diye emretti. Külotunu indirince karşımda pembiş, sırılsıklam bir am duruyordu. Tıraşlı, pürüzsüz, adeta yemelik. “Beğendin mi?” dedi, bacaklarını ayırarak. “Siktir, Ceren, bu ne güzellik,” dedim, kendimi tutamayıp eğildim. Dilimle amını yalamaya başladım, Ceren zevkten kıvranıyordu. “Ohh, evet, devam et!” diye inledi, saçlarımı çekiştirerek. Tadı bal gibiydi, her yalayışımda daha çok sulanıyordu.

Dayanamadım, “İçine gircem,” dedim. “Sok hadi, ne bekliyorsun?” diye bağırdı. Bacaklarını omzuma aldım, sikimi amına dayadım. Yavaşça ittirdim, daracık ve sıcacıktı, zevkten gözlerim karardı. “Sert ol!” dedi, ben de hızlandım. Her vuruştan göğüsleri zıplıyor, Ceren’in inlemeleri odayı dolduruyordu. “Sik beni, ohh, daha derine!” diye bağırıyordu, resmen porno yıldızı gibiydi. Tırnakları kollarımda iz bırakırken, amının sıkılığı beni uçuruyordu.

Pozisyon değiştirdik, Ceren üstüme çıktı. Sikimin üstünde zıplarken saçları dalgalanıyor, “Bu çok iyi, içimi dolduruyor,” diye inliyordu. Elleri göğsümde, ben de kalçalarını sıkıyordum. O kadar ıslaktı ki, her hareketinde şlap şlap sesler çıkıyordu. “Boşalcam,” dedim, dişlerimi sıkarak. “İçime boşal, hap kullanıyorum,” dedi, gözlerimin içine bakarak. O an kendimi kaybettim, içime boşalırken Ceren de titreyerek orgazm oldu. İnlemeleri kulaklarımda yankılanıyordu.

Yatağa yığıldık, ter içinde, gülüyorduk. “Bu evde her zaman film izleyelim,” dedi, göz kırparak. O günden sonra Ceren’le her fırsatta sikiştik. Okulun boş sınıflarında, onun evinde, hatta bir keresinde arabada… Ama o pembiş amın tadı, ilk günkü gibi aklımda. Ceren, liseli manitam, hayatımın en azgın hatırasıydı.

O yaz boyunca her buluşmamız bir öncekinden daha ateşliydi. Ceren’in o arsız enerjisi, her sikişimizde beni baştan yaratıyordu. Bazen sadece öpüşürken bile kendimizi kaybederdik, bazen saatlerce yatağı inletirdik. Ailelerimiz hiçbir şeyden şüphelenmedi, ama biz kendi dünyamızda, yasak ve vahşi bir maceranın içindeydik. Ceren’in pembiş amı, sadece bir görüntü değil, zevkin ta kendisiydi. Onunla geçirdiğim her an, aklımı başımdan alıyor, beni daha fazlasına susatıyordu.

Lise bitti, yollarımız ayrıldı. Ama Ceren’le o yaz, o yatak, o inlemeler… Hepsini hâlâ dün gibi hatırlıyorum. İlk aşk, ilk sikiş, ilk çıldırış… Ceren, benim için sadece bir liseli manita değildi; o, gençliğimin en vahşi hayaliydi.