Olgun Komşumun Çekici Daveti

Yeni taşındığım mahallede her şey sıradan görünüyordu. 25 yaşındaydım, genç ve hayat doluydum, ama apartmandaki olgun komşum Ayşe dikkatimi çekmişti. Ayşe, 42 yaşında, zarif, dolgun hatlara sahip bir kadındı. Yıllar ona sadece deneyim ve çekicilik katmıştı. Uzun siyah saçları, derin bakışları ve her zaman şık kıyafetleriyle fark yaratıyordu. İlk tanışmamız, asansörde bir selamlaşmayla başlamıştı, ama gözlerindeki o parıltı beni etkilemişti.

Bir akşam, kapım çaldı. Açtığımda Ayşe karşımda duruyordu; üzerinde ince bir elbise, saçları hafif dalgalıydı. “Bir şey sormaya geldim,” dedi, sesi yumuşak ama kendinden emindi. “Tabii, içeri gir,” dedim, kalbim hızlanmaya başlamıştı. Oturma odasına geçti, koltuğa oturdu, bacak bacak üstüne attığında elbisesi sıyrıldı ve teni gözlerime çarptı. “Evde biraz yalnız hissettim,” dedi, gözlerime bakarak. “Seni gördüğümde… Bilmiyorum, aklıma geldin.”

Şaşırdım, ama içimde bir heyecan uyandı. “Yalnız mısın?” diye sordum. “Evet,” dedi, “uzun zamandır öyleyim.” Yanına oturdum, aramızda sadece birkaç santim vardı. Elini elimin üzerine koydu, “Biraz sohbet etmek ister misin?” dedi. Teninin sıcaklığı beni çıldırttı. “Evet,” dedim, sesimdeki arzu saklanamaz hale gelmişti. Yüzünü bana çevirdi, dudaklarımız buluştu. Öpüşmesi deneyimli ve tutkuluydu, sanki yılların özlemini bana aktarıyordu.

“Durmak ister misin?” diye sordum, ama gözlerindeki ateş cevabı vermişti. “Hayır,” dedi, “seni istiyorum.” Elbisesini sıyırdım, altında siyah dantel iç çamaşırları vardı. Bedenine hayran kaldım; olgun, dolgun ve çekici. Beni koltuğa itti, üzerime çıktı. “Gençler hep böyle mi?” diye fısıldadı gülerek, iç çamaşırını indirdi. Çırılçıplak karşımda duruyordu, teni sıcacıktı. Pantolonumu çıkardığımda, gözlerindeki açlık beni ele geçirdi. Dudakları bedenimde dolaşmaya başladı, zevkten titriyordum.

Onu sırtüstü yatırdım, bacaklarını ayırdım. “Ayşe,” dedim, adını söylemek bile içimi titretiyordu. Bedenlerimiz birleştiğinde, her şey kayboldu; yaş farkı, komşuluk, kurallar… Sadece o an vardı. İnlemeleri odada yankılanıyordu, her hareketimde daha da teslim oluyordu. “Daha hızlı,” diye inledi, tırnakları sırtıma battı. Ritmimiz hızlandı, tutkuyla birbirimize karıştık. Zevkin doruklarına ulaştığımızda, adını haykırdım. O da benimle birlikte boşaldı, nefeslerimiz karıştı.

Yanıma uzandığında, ter içinde ve gülümseyerek bana baktı. “Pişman mısın?” diye sordu. “Hayır,” dedim, “muhteşemdin.” Gülümsedi, “Sen de öyle,” dedi, elini göğsüme koyarak. Gece boyunca seviştik, her defasında daha da yakınlaştık. Sabah olduğunda, kahvaltı hazırlıyordu. “Bu bir sır kalsın,” dedi, göz kırparak. “Söz,” dedim, ama içimden bir ses, bu olgun kadının hayatımda kalıcı bir yer edineceğini söylüyordu.

O günden sonra, her karşılaştığımızda gözlerimizdeki parıltı değişmedi. Ayşe, olgunluğuyla beni baştan çıkarmış, tutkuyla yeniden hayata bağlamıştı.