Sekreterimin Gözlüğünü Yarrağımla Parçaladım

Sekreterimin Gözlüğünü Yarrağımla Parçaladım

Şehir merkezindeki gökdelen, gece yarısının ortasında bir cehennem kalesi gibi parlıyordu. Hava, ter, pahalı viski, afrodizyak bir parfüm ve şeytani bir şehvetle öyle ağırlaşmıştı ki, sanki dünya sadece günah için nefes alıyordu. 35 yaşındaki Can, şirketin karizmatik patronu, karısının haftalardır iş gezisinde olduğu bu lanetli gecede, ofisinin loş ışıklarında bir volkan gibiydi. Siyah gömleği yırtılmış, kaslı göğsü terle sırılsıklam, gözleri bir iblis gibi parlıyordu; her hareketinde, kontrol edilemeyen bir arzu yayılıyordu. Karşısında, sekreteri Defne duruyordu; 24 yaşında, ince çerçeveli gözlüklerinin ardında kıvılcımlar saçan bir çift göz, dar bir deri etek ve transparan bir bluz, onun her kıvrımını bir günah abidesi gibi sergiliyordu. Saçları omuzlarına dökülüyordu, dudaklarında ise cehennemi çağıran bir sırıtış vardı.

Defne, masanın üzerine bir yığın dosya bırakırken, “Patron, bu çeyrek raporlarını imzalamanız lazım,” dedi, ama sesi bir siren gibiydi, her kelime Can’ın damarlarında bir nükleer patlama gibi yankılanıyordu. Elinde, antika bir mürekkep kalemi tutuyordu; kalemin ucu, sanki bir şeytanın tırnağı gibi kırmızı bir alev saçıyordu, ve garip bir şekilde masanın üzerinde titreşiyordu. Can, koltuğundan kalkıp Defne’ye yaklaştı, adımları bir avcı gibi sessiz ama ölümcül. “Raporlar mı, Defne?” dedi, sesi bir deprem gibi derindi, gözleri Defne’nin gözlüklerinin ardındaki ateşe kilitlenmişti. “Bu gece, kağıtlar değil, cehennem konuşacak.” Defne’nin gözlükleri, mum ışığında parladı; gözleri, Can’ın göğsüne kayarken, nefesi kesildi. Bluzunun üst düğmesi, gerginlikten kopmuş, teni mum ışığında bir alev gibi parlıyordu.

Ofis, mumların titrek alevleriyle bir büyü tapınağına dönüşmüştü. Cam duvarlar, dışarıdaki şehrin neon ışıklarını bir cehennem manzarası gibi yansıtıyordu; gökdelen, sanki bu gece sadece onların günahları için inşa edilmişti. Can, Defne’ye öyle yaklaştı ki, aralarında nefes alacak mesafe kalmadı. Defne’nin göğsü, her nefeste Can’ın göğsüne sürtünüyordu; deri eteği, kalçalarında bir dans gibi dalgalanıyordu. “Bazı geceler, sadece günaha teslim olmak içindir,” diye fısıldadı Can, sesi bir lav akıntısı gibi Defne’nin kulaklarında yankılandı. Eli, Defne’nin beline kaydı, parmakları teninde bir volkan gibi patladı, her dokunuş bir yangın başlatıyordu. Defne’nin dudakları titriyordu; Can’ın kokusu, pahalı bir viski ve saf arzu karışımı, aklını çalıyordu. Bedeni, bu yasak çekimin ağırlığıyla eriyordu.

Can’ın dudakları, Defne’nin boynuna değdi; o an, ofiste bir kasırga koptu. Mumlar titredi, masadaki dosyalar yere savruldu, ve gökdelen bir çığlık attı. Defne’nin deri eteği, kalçalarında tehlikeli bir şekilde yukarı kayarken, Can’ın elleri daha cüretkâr bir dansa başladı. Defne’nin gözlükleri, buharla kaplanmıştı; bir an için onları çıkarmak istedi, ama Can’ın bakışı, sanki camları bir tutku patlamasıyla parçalayacak kadar yoğundu. “Bu gece, kuralları yakacağız,” dedi Can, sesi bir hayvan gibi hırlıyordu. Defne’nin nefesi, Can’ın göğsüne çarparken, bir iniltiye dönüştü; o an, ofisteki her şey, onların arasındaki o şeytani çekime boyun eğdi.

Tam Defne, Can’ın kollarında tamamen kaybolurken, ofisin cam kapısı bir gök gürültüsüyle parçalandı. Can’ın asistanı ve komşusu, 42 yaşındaki Merve, dar bir kırmızı elbise içinde, elinde eski bir tılsımla dikiliyordu. Saçları dağınık, gözleri şok ve kıskançlıkla doluydu. “Can! Bu… bu ne lanetli bir günah?!” diye haykırdı, ama sesinde öfkenin yanı sıra bastırılamaz bir arzu vardı. Gözleri, Defne’nin yarı çıplak bedeninden Can’ın terli göğsüne kayıyor, dudakları titriyordu. O an, Defne’nin elindeki kalem yere düştü; kalemden kırmızı bir sis yükseldi, ve ofis, kan rengi bir bulutla kaplandı. Cam duvarlar titremeye başladı, tavan, alevlerle kaplı bir cehennem göğüne dönüştü; sanki şeytan, bu anı yönetmek için tahtından kalkmıştı.

Merve, tılsımı havaya fırlattı, ve bir ışık patlaması oldu. “Siz… bu gökdelenin iblisini serbest bıraktınız!” diye bağırdı, ama gözleri, Can ve Defne’nin arasındaki o şeytani çekime kilitlenmişti. Tılsım, havada asılı kaldı, ve etrafında küçük kıvılcımlar dans etmeye başladı. Defne, Can’dan ayrılmadan, kahkaha atarak, “Merve, sadece rapor imzalıyorduk… yoksa sen de mi bu cehenneme atlamak istiyorsun?” dedi. Sözleri, bir zehir gibiydi, her hece Merve’nin içinde bir kıvılcım yakıyordu. Can’ın eli, Defne’nin kalçasına daha sıkı bastırdı, ve o an, ofis bir kâbusun kalbine dönüştü. Kırmızı sis, gölgelerle dans ediyor, cam duvarlar çatırdıyor, masadaki eşyalar havada süzülüyordu. Gölgeler, Can’ın karısının siluetini oluşturdu, ama siluet, sadece izledi; sanki bu günah, onun ruhunu da yutmuş, hatta hoşuna gitmişti.

Can, Defne’nin kulağına, “Bu ofis, bizim günahlarımızı içiyor,” diye fısıldadı; nefesi, Defne’nin boynunda bir lav gibi aktı, teninde görünmez izler bırakıyordu. Defne’nin gözlükleri, buharla kaplanmış, neredeyse çatlayacak gibiydi; Can’ın bakışı, sanki camları bir tutku patlamasıyla gerçekten parçalamıştı. Defne’nin bedeni, korku, tutku ve çıldırmış bir arzuyla titriyordu; elleri, Can’ın göğsüne kaydı, parmakları terli kaslarda gezindi. Merve, “Bunu kimseye anlatmam!” dedi, ama sesi bir çığlığa, hatta bir iniltiye dönüşmüştü; gözleri, Defne’nin tenine, Can’ın ellerine kilitlenmişti, kendi arzularıyla boğuşuyordu. O an, ofiste bir volkan patladı; mumlar söndü, ama karanlıkta, üçünün nefesleri bir ritim gibi çarpıştı, gökdelenin taşları bir canavar gibi inledi.

Ofisteki hava, artık sadece sıcak değil, elle tutulur bir enerjiyle doluydu. Kırmızı sis, bir girdap gibi dönüyor, gölgeler duvarlarda dans ediyor, tılsımın kıvılcımları havada patlıyordu. Can ve Defne, bu kaosun merkezinde, birbirlerine kenetlenmiş, dünyayı unutmuşlardı. Merve, tılsımı yere düşürdü, ve bir an için, sanki kendi arzularına teslim olmak üzereydi. Ama sonra, bir patlamayla her şey durdu. Sis dağıldı, ofis sessizleşti, ama kalem masada toza dönüşmüştü, dosyalar kan kırmızısına boyanmış, masanın yüzeyi çatlamıştı. Can, Defne’ye bakıp, “Bu gece, cehennemi fethettik,” dedi ve ofisten ayrıldı, ama bıraktığı ateş, Defne’nin teninde bir lanet gibi yanıyordu.

Merve, “Bir daha böyle bir şey görmeyeceğim!” diye bağırarak kaçtı, ama titreyen dudakları, o anın onu da yaktığını, ruhunu ele geçirdiğini söylüyordu. Defne, yalnız kaldığında, ofisin dev aynasına baktı; boynunda, şeytani bir sembol parlıyordu, gözlüklerinin çerçevesi görünmez bir el tarafından tamamen çatlamıştı, camlar toz gibi dökülüyordu. Gökdelen, bir sırrı daha yutmuştu, ama bu sır, Defne’nin ruhunu cehenneme zincirlemişti.

O gece, gökdelen uyumadı. Defne, Can’ın dokunuşunu, onun nefesinin teninde bıraktığı yanıkları, Merve’nin kıskanç ama arzulu bakışlarını ve ofisin iblisini düşünüyordu. Kalbi, korku ve tutku arasında çarpıyordu; o anın büyüsü, onu hem özgürleştirmiş hem de lanetlemişti. Merve, evine döndüğünde, tılsımını sıkıca tutuyor, kendi arzularıyla boğuşuyordu; o tılsımın, bu geceye nasıl bir lanet getirdiğini sorguluyordu. Can, şehirde bir barda, viski bardağına bakarken, Defne’nin kokusunu, teninin sıcaklığını ve o şeytani anı unutamıyordu. Ve gökdelen, sessizce bir sonraki günahı bekliyordu, çünkü bu hikaye, cehennemin ta kendisiydi.


26 Nisan 2025 tarihinde yay覺nland覺, 1595 kez okundu

En Çok Okunan Yazılar

  • Zorla Oğlum Beni Karısı Yaptı
    Zorla Oğlum Beni Karısı Yaptı
    11 Nisan 2025

    Ben Ayşe, 43 yaşında, kocam beş yıl önce öldü, oğlum Can’la yalnız yaşıyoruz. Can, 22 yaşında, uzun boylu, kaslı, son zamanlarda bana garip bakıyor...

  • Kocam İşdeyken Gelince
    Kocam İşdeyken Gelince
    12 Nisan 2025

    Ben Eda, 27 yaşında, bir yıllık evliyim, kocamla güzel bir hayatımız var ama yatakta pek ateşli değil, cinsellikte amatör sayılırım. Mahallenin bak...

  • Ablamı Sonunda Kandırdım
    Ablamı Sonunda Kandırdım
    12 Nisan 2025

    Ben Mert, 22 yaşında, üniversite öğrencisiyim. Ablam Derya, 28 yaşında,...

  • Saksocu Kız Kardeşim
    Saksocu Kız Kardeşim
    1 Mart 2025

    Ben şu anda 33 yaşında evli biriyim. Benim...

  • Kocamın Arkadaşları Beni Sikiyor
    Kocamın Arkadaşları Beni Sikiyor
    18 Nisan 2025

    Herkese slm benim adım Tuğba. Daha önceleri, yani evlenmeden önceleri de sex hikayeleri okurdum. Özellikle karısını siktirenlerin, kocasını aldıp b...

  • kardeşime uyku ilacı verip siktim
    kardeşime uyku ilacı verip siktim
    12 Nisan 2025

    Ben Ozan, 24 yaşında, bekarım, evde kız kardeşim Ece’yle yaşıyoruz. Ece...

  • Sevgilimle Grup
    Sevgilimle Grup
    14 Nisan 2025

    Ben Aslı, 24 yaşında, sevgilim Mert’le iki yıldır birlikteyiz, cinselli...

  • Okul Müdürüne Verdim
    Okul Müdürüne Verdim
    11 Nisan 2025

    Ben Ceren, 18 yaşında, liseliyim, son sınıftayım. Okul müdürü Hakan Bey...

  • Ve annemi beş kişi
    Ve annemi beş kişi
    5 Mart 2025

    Iyi günler ben elazığdan timuçin size anne...

  • Anasına Niyrtlenip Kızına Bastım
    Anasına Niyrtlenip Kızına Bastım
    20 Nisan 2025

    Alt komşularım dul 37 yaşındaki bir anneyle 19 yaşındaki kızıydı.annesi çok bakımlı,sarışın,balık etliydi.hep etek giyer,bazen minili dolaşır beni ...

Tüm Yazılar »