28 yaşında, serbest çalışan bir grafik tasarımcıyım. İstanbul’un kalabalık, kaotik bir semtinde, eski bir apartmanda yaşıyorum. Mahallem renkli, her dilden, her kültürden insan var. Geçen sonbahar, yan daireye Suriyeli bir aile taşındı. Ailenin kızı Leyla, 20’li yaşlarının başında, tam bir çöl güzeliydi. Uzun siyah saçları, zeytin teni, kapkara gözleriyle insanı hipnotize ederdi. İnce beli, dolgun kalçaları ve o utangaç gülüşü, gece rüyalarıma giriyordu. İlk tanıştığımızda, kapıda selamlaşmıştık; Türkçe’si kırık, ama sesi bal gibiydi. “Merhaba, komşu,” demişti, gözlerini kaçırarak. O an, bu kızın başıma iş açacağını biliyordum.
Bir akşam, apartmanın bodrum katında su borusu patladı. Herkes panikte, ben de yardım için aşağı indim. Leyla da ordaydı, elinde kova, suları toplamaya çalışıyor. “Yardım edeyim,” dedim, gülerek. “Sağ ol,” dedi, o tatlı aksanıyla. Omuz omuza çalışırken, kollarımız birbirine değdi, elektrik çarpmış gibi oldum. İş bitince, “Bi kahve içelim mi yukarıda?” dedim, cesaretimi toplayarak. Başta tereddüt etti, ama “Tamam,” dedi, gülümseyerek. Kalbim yerinden fırlayacaktı.
Daireme çıktık, loş ışıklı salonuma geçtik. Kahve yaparken muhabbet açıldı, Suriye’deki hayatından, buradaki zorluklardan bahsetti. Gözleri doldu, elimi tuttu, “Sen iyi adamsın,” dedi. O an, masum bir an değildi artık. Elbisesinin askısı kaymış, göğüslerinin yarısı ortadaydı. “Leyla, çok güzelsin,” dedim, fısıldayarak. Yanağını okşadım, dudakları titredi. “Yapma…” dedi, ama gözleri “devam et” diyordu. Eğildim, dudaklarına yapıştım. Öpüşü ürkek, ama açtı; dili ağzımda kayarken sikim pantolonu zorluyordu.
“Leyla, istemezsen dururum,” dedim, nefes nefese. “İstiyorum,” dedi, sesi titreyerek. Elbisesini sıyırdım, altında sade bir külot, ama o teni pırlanta gibi parlıyordu. Kanepeye uzattım, göğüslerini öptüm, meme uçları taş gibiydi. İnledi, “Devam et,” diye fısıldadı. Külotunu indirdim, amı hafif tüylü, sırılsıklam, çöldeki bir vaha gibi. “Bu ne güzellik,” dedim, dilimi amına değdirdim. Leyla zevkten kıvrandı, “Allahım, ne yapıyorsun!” diye inledi. Klitorisini emdim, parmaklarımı içine kaydırdım, daracık ve ateş gibiydi.
“Senin amını yırtsam mı?” dedim, azgınlıktan kudurarak. “Yırt, lütfen!” dedi, yalvararak. Pantolonumu indirdim, sikim fırladı, kalın ve damarlı. Leyla’nın gözleri faltaşı gibi açıldı, “Bu çok büyük!” dedi, ama bacaklarını ayırdı. Sikimi amına dayadım, yavaşça ittirdim. Öyle dardı ki, nefesim kesildi. “Yavaş, acıyor!” dedi, ama inlemeleri zevke dönüştü. Hızlandım, her vuruştan göğüsleri sallanıyor, kanepe gıcırdıyordu. “Yırt amımı, sik!” diye bağırdı, tırnakları kollarımda iz bıraktı. Amının sıkılığı sikimi yutuyordu, zevkten uçuyordum.
Onu çevirdim, dizlerinin üstünde domalttım. “Götünü de mi siksem?” dedim, kalçalarını okşayarak. “Amımı önce boz!” dedi, meydan okuyarak. Sikimi tekrar amına gömdüm, bu sefer daha derine. “Siktir, içimdesin!” diye çığlık attı. Saçlarını çektim, kalçalarına şaplak attım, kırmızı izler bıraktım. Amı sular seller gibi, her itişte şlap şlap sesler yükseliyordu. “Boşalcam!” dedim, dişlerimi sıkarak. “İçime boşal, hap var!” dedi, titreyerek. Sikimi dibine kadar soktum, içime boşalırken Leyla da orgazm oldu, inlemeleri apartmanı sardı.
Kanepeye yığıldık, terden yapış yapış, gülüyorduk. “Amın yırttım mı?” dedim, nefes nefese. “Yırtmadın, ateşe attın,” dedi, göz kırparak. O geceden sonra Leyla’yla her fırsatta buluştuk. Onun evinde, benim stüdyomda, hatta bir keresinde arabada. O çöl güzeli, o dar am, aklımdan çıkmadı. Leyla, sadece komşu değildi; o, arzularımın vahasıydı.
Ben Ayşe, 43 yaşında, kocam beş yıl önce öldü, oğlum Can’la yalnız yaşıyoruz. Can, 22 yaşında, uzun boylu, kaslı, son zamanlarda bana garip bakıyor...
Ben Eda, 27 yaşında, bir yıllık evliyim, kocamla güzel bir hayatımız var ama yatakta pek ateşli değil, cinsellikte amatör sayılırım. Mahallenin bak...
Ben Mert, 22 yaşında, üniversite öğrencisiyim. Ablam Derya, 28 yaşında,...
Ben Aslı, 24 yaşında, sevgilim Mert’le iki yıldır birlikteyiz, cinselli...
Ben Ceren, 18 yaşında, liseliyim, son sınıftayım. Okul müdürü Hakan Bey...
Ben Ozan, 24 yaşında, bekarım. Teyzem Gülay, 38 yaşında, dul,...
Ben Emre, 24 yaşında, bekarım. Amcamın karısı Ayşe yengem, 35 yaşında, esmer, götü taş gibi, memeleri bluzdan fırlayan bir afet. Amcam iş için süre...
Ben Selma, 42 yaşında, evliyim. Kocam uzun yol şoförü, evde pek olmuyor. Alt kat komşum Kadir, 28 yaşında, bekar, kaslı, esmer bir delikanlı. Her k...
Ben Ozan, 24 yaşında, bekarım, evde kız kardeşim Ece’yle yaşıyoruz. Ece...
Selam, ben Emre, 24 yaşında, bek...